Sahneye çıktığından ve de hayatımıza girdiğinden bugüne en çok tartışılan bir konu oldu sosyal medya.
Ve beğenenler oldu, beğenmeyenler oldu; savunanlar oldu, savunmayanlar oldu.
Ama beğenenler ve savunanlar da kullandı ve de kullanmakta, beğenmeyenler ve savunmayanlar da kullandı ve de kullanmakta.
Elbette zaman zaman kapatılmasını isteyenler de oldu ve de olmakta.
Nitekim 2 Ağustos’tan itibaren sosyal medya platformu Instagram'a giriş engellendi, ama 10 Ağustos günü 21.30’dan itibaren bu engelleme kaldırıldı.
Peki, neden engellenmişti?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkililerinden edinilen bilgiye göre, “Atatürk’e hakaret, kumara ve uyuşturucuya yönlendirme, çocuğa yönelik cinsel istismar” gibi katalog suçlar nedeniyle kapatıldığı ifade edilmiştir.
Aslında Türkiye’de, daha önce de pek çok internet sitesi ve sosyal medya platformu çeşitli dönemlerde yasaklanmıştı.
Nitekim Google’ın sahip olduğu video sitesi YouTube, en büyük dijital ansiklopedi olan “Wikipedia”, sosyal medya platformu “Twitter (yeni adıyla X)” ve “ekşi sözlük” gibi siteler ve de sosyal medya platformları zaman zaman kapatılmıştı.
***
Ama kim ne derse desin sosyal medya, artık günümüzün bir gerçeği olmuştur.
Kolay bilgi ulaşımı ve yüksek etkileşim sunmakla…
Kullanıcıların reklam, tanıtım, fikir ve hayatlarını paylaştığı alanı kapsayan elektronik bir kitle iletişim aracı olmakla…
Globalleşen dünyada, bilgiye erişimi ve bilginin paylaşımını kolaylaştırmakla…
Ve de iletişimi kolaylaştırıp yaygınlaştırmakla, kültürel ve ekonomik gelişmenin önünü açmakla günümüzün bir gerçeği olmuştur.
Evet, sosyal medya platformları günümüzde, bu konularda giderek daha da önemli bir rol üstlenir olmuştur.
Çünkü bugün sosyal medya platformları, gittikçe ulusal ve uluslararası birer bilgi ve haber paylaşım kanalları haline dönüşmüştür.
Ve daha da önemlisi; sosyal medya, birçok toplumsal olayda kamuoyunu örgütleme, yönlendirme, teşvik ve motive etme özellikleriyle iktidarları, özellikle de otoriter siyasi rejimleri ürkütür olmuştur.
***
Elbette, her konuda olduğu gibi sosyal medyanın da doğru ve amacına uygun biçimde kullanılması gereklidir ve de önemlidir.
Çünkü toplumsal bir infial yaratmak isteyen karanlık oluşumlar, zaman zaman sosyal medya üzerinden çok ciddi bir haber kirliliği yaratabilmektedir.
Tam tersi bir durumda ise sosyal medyanın gücünden yararlanılmakta, bir kötülüğe sosyal medya aracılığıyla karşı konulabilmektedir.
Nitekim hukukun çok tartışıldığı ülkemizde sosyal medya, bir hak arama platformu gibi işlem görür olmuş ve de olmaktadır.
Yani bu platformlar, hayatımızın bir parçası olmuştur. Ve de artık bu oluşumdan geri dönüş yoktur.
***
Peki, Türkiye’de sosyal medya kullanımı nasıldır?
TRT’nin 7 Şubat 2024 günü verdiği bilgilere göre Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformlarından:
-Facebook kullanan 34 milyon kişidir.
-(X) Twitter kullanan 20 milyon 670 bin kişidir.
-Instagram kullanan 57 milyon 100 bin kişidir.
-TikTok kullanan 37 milyon 734 bin kişidir.
-Youtube kullanan 57 milyon 500 bin kişidir.
-WhatsApp kullanan 52 milyon kişidir.
Bu sosyal medya platformlarından Facebook, Twitter (X), İnstagram, Youtube, WhatsApp ABD merkezlidir. TikTok ise Çin merkezlidir.
***
Sonuçta görünen o ki:
Hem sosyal medya platformlarından şikâyet edilmekte, hem de her işimiz bu platformlar eliyle gerçekleştirilmektedir.
Ve de kurumların, kuruluşların, bakanlıkların, STK’ların bütün duyuruları bu platformlar aracılığı ile yapılmaktadır.
Hatta öyle ki, partisinden istifa edenler bile ayrıldığını sosyal medya üzerinden duyurmaktadır.
İşte bu nedenlerle yaşamımızın bir parçası haline gelen sosyal medya platformlarını silip atamayacağımıza göre, tek çare bağımlılığı azaltabilmek olmalıdır. Ve de bunun için insanların sosyal medyaya yönelme gerekçelerini azaltacak tedbirler geliştirilmelidir.
Ve de TÜİK verilerine göre internet kullanım oranının % 87 olduğu, 55 milyon akıllı telefonun kullanıldığı ülkemizde, sosyal medyanın kapatılarak, yasaklanarak ya da engellenerek bir çözüm bulunamayacağı bilinmelidir.
Özet olarak ifade edilirse sosyal medyaya bakış ve de sosyal medyada yer alan paylaşımlara karşı sansürcü ve baskıcı bir anlayış olmamalıdır.