Çorumlu devletine bağlıdır; yasalara saygılıdır, kurallara uyar, yükümlülüklerini tereddütsüz yerine getirir. Çorum’un sanayileşme hamlesini başlatmasının, “Anadolu Kaplanları” arasına adını yazdırmasının temelinde de, devletin sağladığı teşvikleri namusluca değerlendirmesi, çarçur etmeyip direkt yatırıma dönüştürmesi yatar.
Ama bu dürüstlük, uysallık, yumuşak başlılık, ne yazık ki “eline vur, ekmeğini al” şeklinde karşılık görüyor. Açıkça Çorum’un hakları gasp ediliyor, sonra da pişkin pişkin, yerden göğe kadar haklı “havalimanı” talebi “lüks” sayılıyor, ne olduğu açıklanmayan, bir kısmı yıllardır işletmede olan, diğer bir kısmı ise kokoreççi, çiğ köfteci gibi işyerleri olduğu tahmin edilen 25 tesisin açılışı ile ilgili olarak da “devasa yatırımların açılışını yaptık” denilebiliyor.
Çorumlu, devlet terbiyesi gereği, makam sahiplerine saygıda kusur etmez, ama açıkça kendisiyle alay eden, haklı taleplerini görmezden gelen, “üvey evlat muamelesi” yapıp, sonra da yalandan “sahiplenme”, “şefkat” pozları takınanlara asla değer vermez. Daha doğrusu, gerçek notunu bir kenara yazar.
AK Parti İl Başkanı Yusuf Ahlatcı, Çorum’un öz evlâdı olarak Çorum’a yapılan haksızlığı, cesaretle, yüksek memleketseverlik duygusuyla kayda geçirdi. “Hiç kimse, Çorumlu’nun talep ettiği bir şeye lüks diyemez” dedi. Sayın Yusuf Ahlatcı’yı, yüreğimden taşan en samimi ve coşkulu duygularla alkışlıyorum.
Defalarca yazdığım gibi, ben de, “İsabetsiz yatırımlarınızın, ulusal kaynakları heba edişinizin faturasını Çorum’a çıkaramazsınız!” cümlemi bir kez daha tekrarlıyorum. Yıllık ihracatı 2 milyar 636 milyon dolara çıkmış, Anadolu’nun sanayileşen kenti Çorum’dan esirgediğiniz havalimanı değil, bittiği anda kapısına kilit vurulması kaçınılmaz havalimanları lükstür. Bunu bilin!
Bir Çorumlu olarak, benim memleketime hak ettiği yatırım ve hizmetleri vermeyenlere hakkımı helal etmiyorum. Bunu her vesileyle söylemeye devam edeceğim. Çorum’da kimin ne eseri var, onu da tarih yazacak mutlaka.