Başkanlığını eski İçişleri Bakanı Prof. Dr. Beşir Atalay’ın yaptığı “Ankara Sosyal Bilimler Vakfı” tarafından, “Türkiye’de Kimlikler: Din, Ekonomi, Siyaset” başlıklı bir anket yapılmış.
Anket formunda katılımcılara 78 soru sorulmuş.
Ve anket sonucu “2024 Değerler Araştırması” olarak yayınlanmıştır.
Ve de anket sonucunda, günümüz tartışmalarını yakından ilgilendiren çok çarpıcı sonuçlar görülmüştür.
İşte aşağıda bu örneklerden bir bölüm:
***
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Atatürk ve Atatürkçülük özellikle bir tartışma konusu olmuştur.
Daha da ötesi, yıllarca siyasi kamplaşmada bir ayraç olarak görülmüştür.
Ama araştırma sonucuna baktığımızda, “Atatürkçülük, daha önce ayrıştırıcı bir kimlik olarak öne çıkarken, şimdi toplumun büyük çoğunluğu tarafından, yani % 71 oranında sahiplenilir olmuştur.
***
Yine Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren laiklik çok tartışılmış, çok yoğun bir itiraz olmuştur.
Oysaki laiklik çağdaş bir devlet olmanın belirleyici önkoşullarından biridir.
İşte bu araştırma sonucuna göre, “Devlet laik olmalıdır” görüşünü benimseme oranı modernlerde % 89, muhafazakârlarda % 71,8 olarak görülmüştür.
Ayrıca: “Devlet din işlerine karışmamalı” görüşünü benimseme oranı modernlerde yüzde 67, muhafazakârlarda % 51 olarak...
“Gençlere dini eğitim verilmeli” görüşünü benimseme oranı modernlerde % 75, muhafazakârlarda % 91 olarak görülmüştür.
Yani genelde muhafazakâr ve laik kesimde yaklaşık bir kabullenme oluşmuştur.
***
Giderek zorlanan yaşam koşulları için:
Toplumun büyük çoğunluğu, yani % 90’ı “fakirlere bakmanın devletin temel görevlerinden biri” olduğunu ifade etmiştir.
Hayat pahalılığının en önemli nedeni ise modernlerde % 64, muhafazakârlarda % 67 oranında “iş dünyasının aşırı kâr etmesi” görülmüştür.
***
Yine ülkemizde en çok tartışılan ve en önemli konulardan biri demokrasiye bakış açısı idi.
Ama araştırma sonucuna göre: -“Demokrasi en ideal sistemdir” görüşünü benimseme oranı; modernlerde % 76, muhafazakârlarda % 68 olmuştur.
-Toplumun % 72’si “ülkede farklı etnik, dinî ve mezhep gruplarına eşit davranılsaydı daha az soruna yol açılacağını” paylaşmıştır.
-“Farklı kesimlere eşit davranılmadığını” düşünenlerin oranı ise % 74 olmuştur.
Yani demokrasi anlayışı konusunda da yaklaşık ortak bir görüş oluşmuştur diyebiliriz.
***
Ve yine çok tartışılan konulardan biri yargı sorunu idi.
Çünkü araştırma sonucuna göre:
Toplumun % 63’ü “Türkiye’de mahkemelerin bağımsız ve tarafsız şekilde karar vermediğini” düşünmüştür.
Nitekim toplum neredeyse adaleti, sosyal medyada arar duruma gelmiştir.
***
Toplumun hemfikir olduğu ender konulardan biri ise mülteciler olmuştur.
Nitekim “Türkiye’nin bugün uyguladığı göçmen politikasını nasıl buluyorsunuz?” sorusu için:
-Hükûmeti bu konuda olumlu bulanlar modernlerde % 11, muhafazakârlarda % 19 olmuştur. -“Tüm göçmenlerin Türkiye’den gönderilmesi lazım” görüşüne katılma oranı ise muhafazakârlarda % 80, modernlerde % 86 olmuştur.
***
Sonuçta diyebiliriz ki, Araştırma sonuçlarına göre toplumda:
-Atatürk ve Atatürkçülük konusunda,
-Laiklik ve laikliğe bakış konusunda,
-Demokrasi ve demokrasi anlayışı konusunda,
Yani genelde yaklaşık bir görüş ve anlayış oluşmuştur.
İşte bu nedenlerle siyaset, bedensel davranışlarında ve de özellikle sözel ifadelerinde daha bir seçici olmalı, ayrıştırıcı olmamalıdır.
Ve de iktidar cephesinden, teğmenlerin yemin törenindeki görüntüsüne, özellikle bu pencereden bakılmalıdır.