Tüm dünyada ve de özellikle İslam Dünyasında:
-Emperyalizm dünyayı parsellerken, Ortadoğu'yu tarumar ederken, bu ülkelerin yöneticilerinin, bu ülkelerin iktidarlarının, bu ülkelerin siyasi kuruluşlarının hiç mi suçu yoktur?
-Ortadoğu ve Arap dünyası bölünüp parçalanırken ve kan deryasına dönüştürülürken 22 devletli Arap Birliği'nin...
-Bir soğuk savaş stratejisi olarak komünizm tehlikesi vurgusu ile Sovyetler Birliğine karşı mevzilendirilmiş İslam dünyası, Sovyetler birliği ile birlikte sosyalist sistemin dağılması sonucu ABD tarafından yeniden dizayn edilirken, 57 devletli İslam İşbirliği Teşkilatı'nın...
-Bugün Suriye sorununun, Irak sorununun ve genelde tüm Ortadoğu sorununun çözümünde ABD ve Rusya'nın ağzına bakanların hiç mi suçu yoktur?
* * *
Ve Türkiye'de:
-Osmanlı'nın Kürt nüfuslu coğrafyası dörde bölünüp dört ülkeye paylaştırılırken, ilerde Kürt sorunu diye bir sorunun olacağını göremeyenlerin...
-Ve de özellikle birlikte yaşama koşullarının oluşturulması gerekirken, Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana Kürt'ü Türk yapmak, Alevi'yi Sünni yapmak gibi sosyolojiye aykırı bir siyasal anlayışın hiç mi suçu yoktur?
-İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, ülke topraklarını ABD ve NATO üsleriyle dolduranların...
-Kuzeyde Rusya'ya (o günkü adıyla Sovyetler Birliği), güneyde tüm Ortadoğu'ya, yani genelde tüm bölgeye müdahale edebilmesi için, 1945'ten itibaren Türkiye'yi tüm ABD politikalarının askeri ve siyasi üssü haline getirenlerin hiç mi suçu yoktur?
* * *
Devam edelim:
-Hiçbir proje üretmeden, geliştirmeden ya da geliştiremeden, eğitim sorunlarında yalnız eleştiri yapan öğretmen kuruluşlarının hiç mi suçu yoktur?
-Toplumsal oluşumları analiz etmesi gerekirken, kalemini iktidara ya da muhalefete satan aydının...
-Toplumun sözcüsü ve de gözcüsü olması gerekirken, beynini iktidar ya da muhalefete kiraya veren köşe yazarları ve aydın gözüken aydınımsıların hiç mi suçu yoktur?
-Ve de benden olmayan cezaevine girsin, benden olan cezaevinden çıksın diyen bir bakışın, bir siyasal anlayışın hiç mi suçu yoktur?
***
Ve ülke ekonomisi...
-Evet, bugün ülke ekonomisi sarsılırken bugünkü ekonominin temelini belirleyen, özellikle özelleştirmelerin önünü açan 24 Ocak kararlarını getirenlerin hiç mi suçu yoktur?
-24 Ocak kararlarının uygulanması için toplumsal muhalefeti ezen, ülkeyi bir cezaevine çeviren 12 Eylül darbecilerini çiçeklerle kutlayanların...
-Bugün 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'e söylemediğini bırakmayan, ama o gün Kenan Paşayı % 92 oyla cumhurbaşkanı seçen bu halkın hiç mi suçu yoktur?
-Ülkenin ekonomisini küresel sermayeye teslim eden 24 Ocak kararlarını, 1980'den bu yana iktidara gelen ve de uygulayan hükümetlerin...
-Ve o günden bugüne iktidarın başında olan başbakanların, o günden bugüne devletin başında olan cumhurbaşkanlarının hiç mi suçu yoktur?
-Ve de hiçbir özelleştirmeye itiraz etmeyen, ama Türkiye'nin % 70 kaymağını yiyen TÜSİAD'ın hiç mi suçu yoktur?
***
Sonuç olarak diyebiliriz ki:
Evet, mazlum ülkeler emperyal silah tekellerinin, küresel sermayenin ve küresel finans kuruluşlarının baskısı altındadır. Ve de doğrudur. Ama bu güçlere karşı milli bir duruş gösteremeyenlerin hiç mi suçu yoktur?
Ve özellikle ülkemizde, siyaset verasetle geçiyormuş gibi hiç sorgulamadan aynı siyasi anlayışları, aynı iktidarları destekleyen seçmenin...
Ve de yine ülkemizde, belki de daha önemlisi, ülke sorunlarını seçmene anlatamayan siyasilerin hiç mi suçu yoktur?
Elbette bu sorular daha da çoğaltılabilir, ama bu sorulara cevap verilebilir ve de gereği yapılabilir mi? Bilemiyorum.
