Dünkü yazımda da dillendirdim, “biz Afyon Lisesi 1969 Mezunları, kendimizi şanslı bir kuşak olarak sayarız.

Yıl 1969, yıl 2022…

53 yıldır her fırsatta hem birbirimizi hem hayatta olan öğretmenlerimizi arar sorarız.

24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle, hepimizin üzerinde çok büyük emeği olan Felsefe Öğretmenimiz HALİL ÜNLÜ Öğretmenimizi aramıştım.

Sağ olsun, dönemlerinin en büyük yazarları olan iki Rahmetli yazarımızın, öğretmenlerle ilgili yazılarını göndermiş.

Rahmetli İlhan Selçuk’a ait olan yazıyı, dünkü yazımda paylaştım.

Bugün de yine o Rahmetli yazarlarımızdan Hasan Pulur’un (27.03.1932 – 29.11.2015); 1.12.2001 tarihli “Ankara’da Böyle Bakanlar Vardı” adlı yazısını paylaşmak istiyorum.

* * *

“…PROF. Dr. İsa Eşme, 24 Kasım Öğretmenler Günü"nde, Cumhuriyet'in ilk Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati'nin öyle iki satırla söz edilecek biri olmadığını anlattı:

* *

Mustafa Necati'nin, Milli Eğitim'in, Atatürk'ün ilkeleri doğrultusunda kurumlaşmasında çok büyük katkıları oldu.

Harf inkılabı onun döneminde yapıldı.

Onun en çarpıcı yönü öğretmenlik mesleğine kazandırdığı saygınlıktır.

Öğretmenlik mesleği, bugün tüm olumsuzluklara rağmen, halen saygınlığını, kısmen de olsa koruyabilmişse, bunda ilk Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati'nin katkısı büyüktür.

* *

ÖĞRETMEN kökenli olan Prof. Eşme, Mustafa Necati'den iki anı anlattı...

‘…Kemah'ın İhtuk bucağında öğretmen Seyfi Beşe, bucak müdürünün köylülere yaptığı baskıya karşı çıkar.

Bucak müdürü, öğretmeni kaymakama, kaymakam da valiye şikayet eder:

"Öğretmen köylüyü kışkırtıyor!"

Vali, yetkisi olmasına rağmen öğretmene bir şey yapmaz, çünkü, Ankara'da, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda Mustafa Necati vardır.

Konuyu İçişleri Bakanlığı'na duyurur.

İçişleri Bakanı da dosyayı Mustafa Necati'ye gönderir,

Bakan dosyayı inceler, inceletir ve İçişleri Bakanı'na bir yazıyla iade eder:

‘…Valiniz, bir daha, öğretmenime böyle davranırsa, onu (valiyi) görevden almanızı rica ederim.’

Mustafa Necati, bu yazının bir kopyasını da öğretmen Seyfi Beşe'ye gönderir:

‘…Hakkınızdaki yazılara verilen yanıt ektedir, ona göre davranmanız gerekir, gözlerinizden öper, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim…’

* *

İzmir'de uzun süredir maaşlarını alamayan öğretmenler durumu Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’ye bildirirler.

O yıllarda öğretmen maaşları, il bütçesinden ödenmektedir.

Bakan Mustafa Necati, valiye telgraf çeker:

‘Öğretmen maaşları 24 saat içinde ödenmelidir. Eğer ödenmezse, öğretmenlerimin hepsini, maaşlarının ödenebileceği bir ile atayacağım.’

Ertesi gün tüm öğretmenlerin maaşları ödenir.

… …

Siz şimdi, bu durumda Bakan Mustafa Necati'nin, valiye teşekkür etmesini bekliyorsunuz değil mi?

Hayır, Milli Eğitim Bakanı, valiyi İçişleri Bakanı'na şikayet eder, ‘…Madem maaşların bir günde ödenmesi mümkündü, niye bu kadar zaman ödenmedi?’ diye...

Ve devam eder:

‘Eğitime ve öğretmene saygı duymayan bu vali ile çalışamayacağım!’

Vali görevden alınır.

PROF. Dr. Eşme anlattıklarını şöyle noktalar:

‘Eğitimin başına, bir Mustafa Necati, bir Hasan Ali Yücel gelse, öğretmenler, yoksulluk sınırının altındaki ücretlerini bile tasa edinmezler... Yoksul da olsalar kendilerine sahip çıkılmasının onuruyla yaşarlar.’

* *

ALMANLARIN ünlü bir deyimi vardır:

‘Berlin'de hakimler var!’

Evet, bir zamanlar da Ankara'da, Mustafa Kemal Atatürk'ün Mustafa Necati gibi, Milli Eğitim bakanları vardı.