Üstteki karikatürü gördünüz?

Her şeyin özeti bu karikatür işte.

Ülkemiz de dahil bu coğrafya üzerindeki ülkelerin tümünün toplumsal akılları hazır olmadığı için toplumsal gözleri, gerçekleri gör(e)müyor.

Gerçekleri gör(e)mediği için de seçmesini beceremiyor.

Seçerken aklını kullanamıyor.

Aklını kullanamıyor çünkü eğitimsiz.

O nedenle bu durumdayız.

O nedenle asalak, o nedenle üretim kabzıyız.

O nedenle kalkınmış tek bir İslam Devleti yok.

O nedenle biz de dahil tüm İslam ülkeleri, hemen her konuda Batı’ya muhtacız.

O nedenle Batı’nın şamar oğlanıyız.

… …

Bırakalım diğer ülkeleri, kendi ülkemize dönelim.

Atatürk’ün ölümüyle birlikte, onun ardılları, yeni yeni filizlenen toplumsal aklımızı dumura uğrattı.

Örnek mi?

Örnek de verelim.

* Yıl 1936…

İstanbul Beşiktaş’ta bugünkü Deniz Müzesi’nin bulunduğu alana uçak fabrikası kurulması için çalışmalara başlanıyor.

Ve ilk uçak üretiliyor. Üretilen uçak yolcu taşımaya (bile) başlıyor. Ama Girişimci İş adamı Nuri Demirağ’a gereken devlet desteği verilmediğinden üretim durduruluyor.

* Teknolojik üretimin bir başka önemli bir aşaması olan Kayseri Uçak Fabrikası’nın (Amerika’nın uydusuna girilmesi sonucu, Amerika’nın telkinleriyle) kapatılmasıyla birlikte ülkenin teknolojik gelişimi tümden köreliyor.

Özgüven yitirtiliyor.

* Köy Enstitüleri kapatılarak toplumsal aklın yayılması önleniyor.

* Henüz seçme/seçilme bilinci ve kültürü gelişmemiş, ortalama eğitim düzeyi sıfıra yakın topluma zamansız getirilen “çok partili sistem”; toplumsal aklın gelişmesinin önünde bir set oluyor.

* Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan halklar arasında sağlanan birlik ve dirlik; Atatürk’ün ardıllarının beceriksizliği yüzünden bozuluyor.

* Yazboz tahtasına dönüşen eğitim sistemi, eğitimli insan yetiştiremez oluyor.

Sonuç?

İşte o nedenle bugün bu durumdayız.

O nedenle aklımız kullanılmaya hazır değil.

O nedenle gözümüz görmüyor.

Görmeyen gözlerimiz o nedenle eğriyi doğruyu seçemiyor.

Eğriyi doğruyu seçemeyen gözlerimiz, doğru insanları bulup, çıkaramıyor.

O nedenle Atatürk’ün ölümünden sonra yanlış insanlar tarafından, yanlış yönetiliyoruz.