Yiyeceklerimiz de sohbetlerimiz gibi baldan tatlı olsun

İskilip’te yaşayanlar hariç kaç kişi İskilip dolmasının adını bilir? Yapımı yirmi dört saat süren bir yemeğin adını duymayan Çorumluların sayısı bilenlerden kat kat fazladır.

Deryada yaşayan balıklar da deryanın ne olduğunu bilmezmiş. Şair, dizelerini biz adem oğulları için yazmış.

Hızla ürettiğimiz, aynı hızla tükettiğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Sadece üretilenleri değil, doğayı, kendimizi, kısaca insana has olan tüm güzellikleri tüketiyoruz. Bu hızla gidersek çok yakında kendi geleceğimizi, yaşadığımız Dünyayı tüketeceğiz.

Tarhana, düğül, katık, bazlama, katmer, ombaç, çalma, keşkek, kül çöreği … Sayamayacağımız kadar çok gıda ürünlerinin adını unuttuk. Tadını hiç bilmiyoruz. İnternette dolaşmaktan, sanal ortamda yaşamaktan kurtulamadık. Oralardan aldığımız tadı gerçek ortamda alamıyoruz.

Artık yoğurt gibi temel gıdalar marketlerde satılıyor. Hemen yakınlarında farklı firmaların ürettiği ayranlar bulunuyor. İnsanlarımızın yoğurt alıp ayran yapacak kadar zamanları yok.

Köylerde yaşayanlar, büyük şehirlere taşındıklarında aynı mahallerde yaşayıp aynı işleri yapmaya başladılar. Bir süre sonra köy dernekleri kuruldu. Acı tatlı günlerinde bir araya gelenler kendi kültürlerini yaşatmaya çalışıyordu. Doydukları topraklar, doğdukları topraklardaki bağlarını koparamıyordu. Özlem giderebilmek için memleketim dedikleri köylerine gittiler. Yılda bir kez şenlikler düzenlediler.

Yanılmıyorsam Ankara’da yaşayan her dokuz kişiden birisi Çorumlu hemşerimiz. Bulunduğun her ortamda, adım attığın her yerde mutlaka bir Çorumlu olmaktan gurur duymuşlar. Aslını unutmamışlar.

Ankara’da yaşayan köylülerimiz kurdukları dernekte en azından ayda bir kez bir araya geliyorlar. Sadece Sungurlu ve köylerinde yapılan topaç adındaki köfteyi yapıyorlar. Alt tarafı bulgurdan yapılan köfte deyip geçmeyin! Sofu, soku denilen sadece bu köfteyi yapmak için taşlar işlenirdi. Yapımı bir hayli zahmetlidir. Tadını bilen bilir. Her bulgurdan köfte yapılmadığı gibi ustası olmayanlar topacı yapamaz.

Bir kez tadını alanlar yaşadıkları sürece asla o tadı unutmazlar. Bulguru, yapımı için kullanılan taşı, bulguru döven tokmağı, en önemlisi ustası özeldir.

Bu tadı yaşatabilmek, daha çok insana tanıtabilmek için çaba gösteriyoruz. Binlerce yıldır kuşaktan kuşağa aktarılan farklı yemekler, yeniden sofralarımızda yerini almalı. Kimya laboratuarlarına dönüşen midelerimiz o güzelim damak tatlarını mutlaka tatmalı.

Hazır ayran, hazır limonata, hazır çorba tüketenlere bunları anlatmak çok zor olacak.



Ankara’da, Sungurlu Akpınar Köyü Yardımlaşma, Dayanışma ve Kalkındırma Derneği’nde buluşma…

Geleneksel bir yemeği Başkent’te yaşatmanın coşkusu…

Sungurlu Akpınar Derneği’nde “topaç” adı verilen köftenin yapımı…