Öküzün damını alçacık yapın

Yaş koman altına kuruluk sepin

Koşumdan koşuma gözlerin öpün

Rençberler hoşça tutun öküzü

Pir Sultan Abdal

 

*

Önce hayvan gücü makineleşti. Rüzgardan hızlı giden atlar gözden düştü. Tarımda, ulaşımda günlük yaşantımızda canlı hayvanlar işimize yaramadı. Kurtulduk. Kasaba gönderebildiklerimizi gönderdik.  Pazarda satabildiklerimizi ucuz pahalı demeden sattık. Geride kalanlar başımıza dert oldu.

Önce kedilerden, köpeklerden… onlar artık işimize yaramıyordu. Sokaklara terk edilen hayvanları görmek istemiyorduk.  Onların sayısı çoğaldıkça birçok insanın nefret duyguları artmaya başladı.

Sadece işimize yaramıyor diye hayvanları sokaklara atmadık. Cami köşelerinde sabahları kundakta ağlayan çocuklar bulundu. Aile büyüklerinin kendilerine göre haklı nedenleri vardı.

Gün geldi köylerde genç nüfus azalınca yaşlılar çaresiz kaldı. Onlar, sokağa terk edilen canlılarla aynı kaderi paylaştı. Parçalanan aileler, ekonomik sorunlar başta olmak üzere aile içinde yaşanan sıkıntılar sokaklarda yaşayanların sayısını artırdı.

Günümüzde insanların hiçbir işine yaramayan kediler, köpekler, atlar, eşekler sokaklarda yaşıyor.  Köprüden geçene kadar bilmem kime dayı diyenler,  işlerine yaramayan canlıları, eski dostlarını, yeri geldiğinde aile bireylerini sokağa atabilirler.