Sivil Toplum Kuruluşları, kısaltılmış adıyla STK’ların kuruluş amaçları vardır. Bunlar gönüllü insanların bir araya geldiği, var olan sorunların çözümü için birlikte çalışılan kuruluşlardır. Birileri çıkar çevre sorunlarıyla ilgilenir. Üyeler özverili çalışmalarıyla toplumun beğenisini kazanır. Yeri gelir, ceplerinden para harcar. İnsanların, şehirlerin, sokakta yaşayan hayvanların, yaşadığımız doğanın sorunlarına çözümler aranır.  STK’lar kendi aralarında yardımlaşma içine girer. Belediyelerle, devletin resmi kuruluşlarıyla dayanışma içinde çok güzel etkinlikler yapılır.

Değişmeyen bir kural vardır. Bu çalışmalarda yer alan gönüllülere aynı sorular sorulur: bu işten kaç para kazanıyorsun?  Yıllarca benzer çalışmaları yapan biri olarak, para kazanmak yerine para harcadığımı öğrendiklerinde yüzlerindeki şaşkınlığı unutamam!

Genelde başka ülkelerde STK’lar toplumun karşılaştığı birçok sorunu çözer. Meslektaş olanlar, ortak sorunlarını birlikte çözer. Birlikten güç doğar mantığıyla çalışmalar yapılır. Meslektaşların, aynı sorunu yaşayan bedensel engellilerin, müzikseverlerin, doğaseverlerin, fotograf sanatçılarının, eğitim gönüllülerinin kurduğu derneklerin içinde alkışlanacak çalışmalar yapanlar vardır.

Günümüzde unutulan, bir yolu bulunup cezalandırılan görme engelli bir hemşerimizi anlatmaya çalışacağım. Dernek başkanı olduğu yıllarda İstanbul’a gidip Çorumlu çorapçılardan yardım alıp dernek çalışmalarını yürüttü. Dernek adına hatıra ormanı kurdu. Yönetimde yer alan yöneticilerin yerini bilmediği alanda sedir ağaçları boy gösteriyor.

Aşık Veysel’in dostları olarak her yıl bir etkinlik yaptı. Bedensel engellilerin yaşadıkları sorunu yetkililere ulaştırdı. Duyarlı insanlarla bir araya geldi. Derneğin gelecek yıllarda karşılaşacağı maddi sorunları çözdü. Onun sağladığı gelirle dernek ayakta kalabiliyor.

Dernek üyelerinin kullandığı beyaz bastonları daha kullanışlı hale getirdi.

Günümüzde moda oldu. Bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ara sıra çıkıp konuşur. Üzücü bir olay yaşanmışsa üzüntülerini dile getirir. Terör gibi acılar yaşanmışsa sert bir dille kınar. Çiftçiler günü, anneler günü, babalar günü gibi günlerde günün anlam ve önemini belirten açıklamalarda bulunur. Ağzı olan nasıl konuşuyorsa başkan olan da konuşur. Dernek evlerinin mahalle arasındaki kıraathanelerden bir farkı yoktur.

Yönetici olarak sadece başkanın adı duyulur. Esen yelin yönü şiddeti dikkate alınır. Onların en büyük derdi yapılacak her seçimde yeniden başkan seçilebilmektir.

Konuşacak olanlar, mahkeme kararını dile getirebilir. Amerika Birleşik Devletlerinde mahkeme kararıyla suçlu bulunan kişi idam cezasıyla cezalandırılır. Yanılmıyorsam otuz yıl sonra o kişinin suçsuz olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıkar.