Bahçeli'nin ardından kürsüye Kılıçdaroğlu çıkmıştı ve şöyle demişti.

"Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Türk siyasi hayatı, demokrasi hayatı önemli bir olaya imza attı."

"TSK içinde yuvalanan çete Türk demokrasisine, size, bize, hepimize darbe yapmak istedi."

"240 şehidimiz var. Onlar bizim demokrasi tarihimizin altın sayfalarında yerlerini alacaklar. Onları unutmayacağız. Unutturmayacağız."

"Gönül isterdi ki, Parlamento dışındaki partilerin genel başkanları da burada olsaydı."

Ve Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz bize yeni bir uzlaşma kapısı araladı. Eğer biz bu uzlaşma gücünü daha da ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza daha güzel bir ülke bırakabileceğiz" demişti.

Ve de "Ben dahil tüm siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım" demişti.

***

Kılıçdaroğlu, mitinge gitmeden önce "Ülkemizde uzlaşma kültürünün yerleşmesine öncülük yapmalıyız. Bu bir ülke meselesidir. O nedenle mitinge katılmayı uygun görüyorum" demişti.

Ve konuşmasında 12 maddelik bir öneri sunmuştu. İşte bu 12 maddelik öneri:

1-Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmamalıyız.

2-Siyasette (gerektiğinde) özeleştiri yapmalıyız.

3-Milleti kardeş kılma yolunda kararlı olmalıyız.

4-Devletin inşasında liyakat sistemini gözetmeliyiz.

5-Her şartta, her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız.

6-Sadece darbe değil, demokrasi üzerindeki vesayetleri reddetmeliyiz. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız.

7-150 yıllık parlamenter sistemimiz var. Parlamenter sistemimizi güçlendirmeliyiz.

8-Medyanın özgürlüğünü sağlamalıyız.

9-Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını gerçekleştirmeliyiz.

10-Laikliğin ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz bir daha gösterdi. Laikliğe sahip çıkmalıyız.

11-Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün değil, gelecekte de katkı vermeliyiz. Bunun için de sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmeliyiz.

mağdurlarına haklarını iade etmeliyiz. Hukuk diyoruz, hukukun üstünlüğünü sağlamalıyız.

***

Evet, o gün Kılıçdaroğlu bu önerileri sunmuştu. Bunlar yanlış mıdır? Hayır... Bunlara itiraz edebilir miyiz? Hayır...

Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önerilerinin hiçbirinin dikkate alınmadığı görüldü.

Nitekim halen üzerinde kuşku duyulan 16 Nisan 2017 referandumu ile parlamenter sisteme son verildi.

Ve bugün Türkiye'de eğitim, yargı, medya, liyakat, toplumsal barış, kurucu değerlerdeki tahribat olabildiğince artar oldu.

Öyle ki, sanki 15 Temmuz bu tahribatlar için fırsat olarak kullanıldı ya da en azından kullanılıyor gibi bir kanaat oluştu.

***

Elbette burada büyük bir yanılgıya da düşmemek gerekir.

Yani 15 Temmuz darbe girişimini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı bir kalkışma olarak görmek arkadaki büyük tehlikeyi görmemizi engeller olacaktır.

Görünüşte bir cemaat iktidarı devralmak istiyordu... İktidarda zaten İslami referanslı bir iktidar varken neden almak istiyordu, neye hizmet amacıyla almak istiyordu, sorgulanmalıdır.

-Eğer bu kalkışma başarılı olsa idi zaten sorgulanamazdı. Başarısız bu darbenin arkasını, arkasındaki iradeyi görebilmek gerekir.

-Hatta arkadaki iradeyi, bu cemaatin inananlarına da gösterebilmek gerekir.

-Ama ne yazık ki siyasetteki kavga, darbenin arkasını görmemizi engeller durumdadır.

-"Yeni bir devlet kuruyoruz" gibi sözler, iktidara kuşkulu bakışları artırmaktadır.

-Siyasi bakış farklılığı, darbeye direnen halkı küçümser olmaktadır. Oysaki darbeye karşı direnen bu oluşumu yükseltmek gerekir.

-Üstelik bu direnme duygusunu, yıllardır işlenen darbe karşıtlığının toplum vicdanında ete-kemiğe bürünmüş bir yansıması olarak görmek gerekir.

Ki, bu olgu demokrasi için çok olumlu bir oluşumdur.

***

Son söz olarak denilebilir ki, Yenikapı mitinginde söylenenler bir kez daha hatırlanmalı ve Kılıçdaroğlu'nun önerileri unutulmamalıdır.

Çünkü bu öneriler, demokratik bir devlette olması gerekenlerdir.