Anadolu’da dev bir uyanışın ayak seslerini duymaya başladık. Yozgat 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’ye yüzde 2.13 oy veriyor. Oysa dünkü CHP’nin Yozgat mitinginde yer gök insan seli. Yürüyebilen, traktörünü alan köylü ayağa kalkmış. Yollar traktörleri almıyor, insanlar sel olmuş akıyor. Hepsinin tek sözü iktidara; “Yeter artık” diyorlar. Durum dev bir Anadolu uyanışının müjdesidir. Yozgat bozkırları da tehlikeyi ensesinde hissetmiş.
Irmak olup akan insanların haykıracak, söyleyecek o kadar çok sözleri var ki. Ne endişe ne korku var gözlerinde. Hukuksuzluğa, adaletsizliğe tepkiyle, cesaretle yürüyorlar. Muhalif bir yazar olarak hoşaf soğutmak için değil, gördüğüm ve inandığım için yazıyorum. İktidar bu selin önünde artık duramaz. Anadolu ayağa kalktı, gençler ve Türkiye ayağa kalktı.
İktidar belediyelere, oraya buraya kayyum atarken cılız tepkilerle karşılaştı. Buradan aldığı güçle İmamoğlu için de aynısını düşündü. Fakat silah ters tepti. Kendi ayağına sıktı. Beklemediği tepkiyle karşılaştı. İstanbul Belediyesine şimdilik kayyum atamadı. Bu ilk fırsatta atanmayacağı anlamına gelmiyor. Hatta CHP’ye bile kayyum atamayı kafaya koymuşlar.
Bıçak kemiğe dayandı. Halkın elinde iki gücü var, biri aklı, ikincisi yüreği, ikisini de alıp çıkmışlar meydanlara. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dev Anadolu uyanışı başladı. Bu güç dünkü ‘yedi düvele’ karşı duran güç, bu güç Sevr Haritasını yırtan güç. Bu güç halifeliği kaldırıp, Mustafa Kemal’in önderliğinde cumhuriyeti kuran güç. 106 yıl önce Samsun’dan ayağa kalkmıştı, yine daha geçtiğimiz hafta Samsun’dan ilk adımını attı.
22 Yıldan bu yana ilk defa halk, iktidar karşısında, hukuk için, demokrasi, insan hakları için, laik - çağdaş Türkiye için, yarınlarının geleceği için, tehlikenin farkına varmış ve yürüyor. Üniversiteli gençler barikatları yıkıyor. Liseli gençler ayakta, öğretmenlerini istiyor. Çağdaş eğitim istiyor. Zam, zulüm, işkence, kötü muamele bitsin istiyor.
Az uz değil, ülkenin dört bir yanından insanlar meydanlara ırmak olup akıyor. Gözleri dolmuş, sesi çatallanmış, sabrı tükenmiş, bir yol, bir çare arıyor kitleler. Din sömürüsüne, tarikatların ülkeye ayar vermesine karşı, dev Anadolu uyanışı, cumhuriyeti ve aydınlanma devrimlerini haykırıyor. Bunun dışındaki yolların “Gaflet, dalalet, hatta hıyanet” olduğunu haykırıyor.
Bu silkiniş 19 Mart darbesi ve İmamoğlu’nun 21 metrekarelik Silivri zindanlarına tıkılması ile başladı. Duracak gibi de gözükmüyor. Saray tüm gücü elinde bulunduruyor. Yayın basın tekelinde. Troller yalan haber yaymak için harıl harıl çalışıyor, ama 21 metrekare beton bloklar arkasındaki İmamoğlu’ndan daha güçsüz ve çaresiz. Sarayda panik var. “Ya adalet, ya sefalet” diyen İmamoğlu’nun ses dalgaları beton blokları deliyor.
19 Mart darbesinin ülkeye faturası 45-50 milyar dolar civarında. İki yıldır birikim diye diye halka kemer sıktırılıyordu. Bütün birikimler boşa gitti. İktidarda kalma sevdasına halkın tasarrufunu çöpe attılar. Halk şimdi tekrar yüzde 10 daha fakirleşti. Merkez bankası faiz oranlarını hemen yükseltti. Neden? Sarayın rahatı bozulmasın diye.
Dev Anadolu uyanıyor, gözlerini ovuştura ovuştura ayağa kalkıyor. Derin uykulardan kaldırdı başını. Bu yağma, soygun, talan düzenine karşı uyanıyor. “Hukuk ve adaletin olmadığı devlet çağdaş değildir” diyor. Daha doğrusu “devlet te değildir” diyor. “Hukuk ve adaleti olmayanın ekonomisi de olmaz” diyor ve dev Anadolu uyanıyor, ayağa kalkıyor.