Şöyle bir çevremize baktığımızda, boşanmaların ne kadar çoğaldığını hemen fark ediyoruz. Neredeyse evlenenler kadar da boşananlar oluyor ama evlenmeler büyük gürültüyle, boşanmalarsa sessizce gerçekleştiği için biz bunların çoğundan haberdar olamıyoruz.

Peki ama bin bir hayaller, umutlar, sevgi ve aşk sözleriyle başlayan o kutsal evlilikler nasıl oluyor da tak diye bir hamlede bitiveriyor? İnsanları o adımı atmak zorunda bırakan nedenler neler? İsterseniz bu yazıda biraz bunu irdeleyelim.

Benim gözlemlerime göre en önemli nedenler şunlar:

1. Evliliklerde sevgi ve aşk gibi soyut kavramlar yerine mantıksal ve ekonomik planlamalar ön plana çıktı. Yani aşk evliliği yerini mantık evliliğine bıraktı.

2. Birbirine tahammül yani sabır duygusu yok oldu.

3. Kadınlar da gelir sahibi olup ekonomik bağımsızlığını kazanarak erkeğe bağımlı olmaktan kurtuldu.

4. Eşler, evleninceye dek gerçek karakterlerini gizlemeye başladılar.

5. TV dizilerinin olumsuz etkisi hissedildi.

6. Toplum, genel olarak ahlâk yönünden çöküşe uğradı.

7. İş yoğunluğu nedeniyle eşler birbirlerine gerekli zamanı ayıramıyorlar.

8. Evliliğin ilk günlerinden itibaren kafalarda bir gün boşanmanın olabileceği duygusu yer alıyor.

9. Aile içinde eşler ayrı bütçe ve birikim yapmaya başladılar.

10. Lüks ve gösteriş tutkusu her şeyin önüne geçti.

11. Yetinme duygusu yok oldu.

12. Çevredeki gelişmelerden olumsuz etkilenmeler oldu.

Ayrıca da tüm bunların üzerinde sayabileceğimiz bir neden daha var; o da niyet. Yani evliliği sürdürme azmi. Bu yoksa zaten diğer bahaneler yuvanın yıkılması için yeterli oluyor.

Öykümüz tam da bu duruma göre:

Yeni evli bir çift, evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlamışlar. Aslında birbirlerini çok seviyorlarmış. Ama söyledikleri küçük bir söz ya da yaptıkları davranış, aralarında orta çaplı bir kavganın çıkmasına neden oluyor, bu durum her ikisini de derinden yaralıyormuş.

Bir akşam oturup, ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye karar vermişler. Birbirlerini sevdiklerinden şüpheleri yokmuş. Bu nedenle de boşanmayı istemiyorlarmış ama işlerin böyle gitmeyeceğinin de farkındaymışlar. Her ikisi de bir çözüm bulmak için düşünürlerken, erkeğin aklına bir fikir gelmiş ve eşine dönerek;

-“Yarın, birlikte bahçeye bir ağaç dikelim ve bu bizim evlilik ağacımız olsun. Eğer bu ağaç üç ay içinde kurursa, evliliğimizin bittiğine karar verip boşanalım. Kurumaz da yeşerip yaprak açarsa, bir daha boşanma lafını aklımızdan bile geçirmeyelim. Ayrıca da bu üç aylık süre içinde ayrı odalarda kalıp birbirimizden mümkün olduğunca uzak duralım.” demiş.

Bu ilginç fikir eşinin de hoşuna gitmiş. Hemen ertesi gün gidip bir meyve fidanı almışlar ve bahçeye dikerek yeşerip yeşermeyeceğini beklemeye başlamışlar.

Aradan bir ay geçmiş. Bu süre içinde sadece yemek sırasında birbirlerini görüyor, diğer zamanlarda odalarından dışarı çıkmıyorlarmış. Her ikisi de zorlanıyor ama sözlerine sadık kalmak için sabrediyorlarmış.

Ama bu zor durum, bir gece yarısı diğerine görünmeden ve uyandırmamak için ayaklarının ucuna basarak evden çıkıp bahçeye diktikleri ağacın yanında karşı karşıya geldiklerinde birdenbire sona erivermiş. Çünkü her ikisinin elinde de içi su dolu birer bidon varmış.

Neden karartırız dünyamızı?

Sevgi ekmeyiz, aşk biçmeyiz,

Ne işiniz var öyleyse sevda bahçelerinde,

Âşık olmaya yetmeyecekse yüreğiniz,

Aşk güllerini dermeye,

Aşk bahçesine neden geldiniz?

                                   Ali Osman Yılmaz

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·      Bir anda her şeyden vazgeçip gitmek kolaydır nasılsa; ama marifet değil. Aşk gitmekten vazgeçip sevmektir aslında. ÖZDEMİR ASAF

·      İyi bir evlilik iki şeye bağlıdır; birincisi doğru insanı bulmaya, ikincisi doğru insan olmaya. MEVLANA

·      Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek kadar alçaklık olur. Çehov

·      Yaşamı boyunca herkes birini bulur ama birbirini bulmak herkese nasip olmaz. Dücane CÜNDİOĞLU

·      Kadınlar erkeklerle değişeceklerini ümit ederek evlenirler. Erkekler ise kadınlarla değişmeyeceklerini.  Her ikisi de kaçınılmaz hüsrana uğrar. Einstein

·      Kadın seçtiği erkekle değerini, erkek seçtiği kadınla karakterini belirler. Paul RUSTER

·      Evliliğin, her şeyi kemiren bir canavarla bıkıp usanmadan boğuşması gerekir: Alışkanlıklar. Balzac