Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir” diyerek “2023'te milletimizin desteğine talibiz” dedi.

İktidarda olduğu halde muhalefetteymiş gibi…

Oysaki:

“Yeter söz milletindir” sloganı 14 Mayıs 1950 genel seçimleriyle özdeşleşmişti.

O gün CHP'nin 27 yıllık tek parti iktidarına karşı söylenmişti.

Özetle bir muhalefet söylemi idi.

1940’lı yıllarda II. Dünya Savaşı’ndan ötürü ciddi bir ekonomik darboğaza sürüklenen Türkiye, özellikle Batı’nın da dayatmasıyla tek partili iktidarın 23’üncü yılında, yani 1946 yılında çok partili sisteme geçmişti.

Ve ilk kez 1946 seçimi çok partili bir seçim olmuştu.

Ama seçim sistemi, “çoğunluk sistemi” idi.

Ve “açık oy gizli sayımla” demokrasiyle hiç bağdaşmayan bir yöntem kullanılmıştı.

Sonuçta uygulanan bu yöntem, muhalefet için önemli bir malzeme olmuş, sisteme itiraz eden kesimlerde iktidara karşı güçlü bir toplumsal zemin yaratmıştı.

***

1950 seçimlerine işte böyle bir iklimde gidilmişti.

“Yeter söz milletindir” sözü de böyle bir iklimde oluşturulmuştu.

Nitekim 1946’daki şaibeli seçimde CHP 397, Demokrat Parti (DP) 61 milletvekili kazanmışken 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, CHP % 39.6 oyla 69, DP %55.2 oyla 416 milletvekili çıkarmış, meclisteki oranı ise % 85 olmuştu.

Ve toplumsal iradenin, meclise çok büyük ölçüde orantısız yansımasına neden olan bu sistem, yani çoğunluk sistemi, demokrasinin önünde çok önemli siyasal bir yanlış olmuştu.

Özet olarak ifade edilirse çok partili sisteme geçildiği halde, çoğunluk sistemiyle yapılan bir seçim için siyasal bir körlük mü oluştu, bilemiyoruz. Ama toplumda muhalefetin lehine yönelik ya da yönlendirilen bu olgu, yeteri ölçüde görülememiştir diyebiliriz.

***

Ayrıca:

1946’dan başlayarak Türkiye siyaseti, sol düşünceye kapatılan bir sürece girmiştir.

Ve o dönem, “Soğuk Savaş” dönemini başlatıldığı bir dönemdir.

Yani iki bloklu bir dünya dönemi…

Ve o dönem:

Cumhuriyet’in imparatorluk kültüründen kurtulmak istediği...

Ama dolgusu İslam ve Osmanlı kültürü olan toplumun önemli bir kesiminde, reformlara ve aydınlanma projelerine karşı itirazlarının yükseldiği...

Ve bu itirazların zaman içinde eritilmesi gerekirken, devlet aygıtıyla bastırılır olduğu bir dönemdir.

Ve de yine dolgusu İslam ve Osmanlı kültürü olan toplumun önemli bir kesiminde, özellikle laikliğe karşı itirazın daha da yükseldiği bir dönemdir.

Ve daha da önemlisi, o dönem:

Bir ABD projesi olarak Sosyalist Sistem’e karşı Sovyetler Birliği’ni güneyden çevreleyen İslamcı bir cephe oluşturmak, yani İslam eksenli bir güney cephe oluşturma projesinin hayata geçirilmek istendiği bir dönemdir.

Ve de özellikle Kemalist yönetim anlayışının bu projeye karşı istenmediği bir dönemdir.

Yani “yeter söz milletindir” sloganı, işte böyle bir iklimde mayalandırılmıştı.

***

Ve bugün:

İktidar cephesi, 14 Mayıs 2023 seçimleri için 1950’de Demokrat Parti’nin (DP) kullandığı “Yeter söz milletindir” sloganından medet ummakta ve buna uyarak, “Yeter, söz de karar da milletindir” sloganına sarılmaktadır.

Oysaki AKP, son 21 yıldır iktidardadır.

Ve bu dönemde:

Cumhuriyet’in temel değerlerinde büyük bir tahribat yaşandığı…

Yasama ve egemenliğin zaafa uğratıldığı…

Laik devlet düzeninin yok edildiği tartışıldı ve tartışılmakta.

Ve de:

Yargı’nın bağımsızlığını yitirdiği ve ülkenin bir hukuk devleti olmaktan çıktığı…

Özellikle de demokrasinin temeli olan “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin yok edildiği tartışıldı ve tartışılmakta.

İşte bu nedenlerle muhalefetin diline daha uygun düşen “Yeter, söz milletindir” sözü bir iktidar söylemine uygun düşmemiştir.