Avrupa' nın bir çok ülkesinde olduğu gibi, Hollanda'da da tren çok önemli bir ulaşım aracı. Tren yolları, trenlerin geçtiği nehirler, dağlar, ovalar, üzerinden geçtiği köprüler hep etkilemiştir beni.
Uzun bir tren yolculuğu yaptığım Balkanlar gezisinde, her durakta farklı tren istasyonları, küçüklü-büyüklü, farklı giysili görevliler çok dikkatimi çekmişti…Hepsi ayrı bir hikaye…İstasyon binalarının çoğu tarihi…Özellikle büyük şehir merkezlerindeki tren garlarının hepsi çok özenle yapılmış tarihi eserler, yapıldıkları dönemlere ait sanat tarihi izleri taşıyor.
Kimisi klasik, kimisi barok, bir çok romana, şiire, filme ilham vermiş çok ünlü tren garları vardır; kavuşma sahneleri, ayrılıklar, mutluluklar, umutlar... Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak hikayeler…
Burada bulunduğum yerleşim yeri İkinci Dünya Savaşı görmüş, ağır bombardıman altında kalmış, hatta bu sırada yıkılan tren yolu üzerinde bulunan bir köprünün kalıntılarını, anıt olarak korkunç savaşı anımsayalım diye köprünün yanına yerleştirmişler.
Arada bir anı olarak buharlı tren geçiyor. Çıkardığı dumanım beyaz görsel şöleni, sesi, gerçekten görülmeye değer. Buharlı tren, hızlı tren, en son model trenler, bana hep hayatı hatırlatır. Hayat bir tren yolculuğu gibi gelir bana; gidilen yol belli…Nerden nasıl hangi trene bindiğine bağlı. Ancak binerken elimizde değil, hangi ülkede, nasıl bir aile, nasıl bir inançla bineceğimizi bilmiyoruz tabii ki. Ancak yolculukta hangi istasyonlarda ineceğini, yolculuk sırasında etrafına bakıp güzellikleri görüp görmeyeceğini, biz biliyoruz.
Çok hızlı bir trene binip bir an önce yetişeceğimiz yeri düşünürsek, bu güzellikleri hiç görmeyiz, çok yavaş olursa belki sıkılırız..Hangi istasyonlarda inceğin de sana bağlı…Veya kaçırdıklarını düşünebilirsin, keşke şu istasyonda inebilseydim, hayatım değişir miydi gibi dediğiniz oldu mu?..Kaçırdıklarınızda neler vardı, hayatınız nasıl değişecekti, düşündünüz mü,yoksa hiç bunlara aldırmayıp gelecek istasyonları mı hayal ettiniz?..
Yol keyifli geçiyor mu, yol arkadaşlarınız nasıl, mutlu musunuz ? Bazılarını siz seçebilirsiniz, bilerek isteyerek , birlikte farklı yerlere gitmeyi düşleyerek, düşünerek, tren değiştirmeyi veya yeni rotalar belirlemeyi planlayabilirsiniz.
Yolculuk sırasında kompartımanınızda bulunan yolcularla iyi geçinmeyi, onlarla keyifli yola devam etmeyi veya tartışmayı, kavga etmeyi yine biz belirleriz. Yola stresle devam etmeyi de seçebilirsiniz veya yolcularla çok samimi olmaz, kendi dünyanızda yolculuğa devam edebilirsiniz.
Keşkelerle yola devam ederseniz her kaçırdığınız istasyonla ilgili döner döner arkanıza bakar, boynunuzu ağrıtır ve gelecek istasyonları da kaçırabilirsiniz.
Trene kaldıramaycağınız yüklerle biner, bir türlü farklı istasyonlarda o yüklerle inmeye cesaret edemeyebiliriz. Sadece küçük bir sırt çantası ile, nerde mutluysanız o istasyonda inersiniz. Mutluluk istasyonlarında, mutlaka sizi güzel günler bekleyecektir.
Güzel yüklerle binerseniz her gittiğiniz yere bu güzelllikleri rahatlıkla taşıyabilirsiniz, oraları daha güzel hale getirebilirsiniz, yine sizin elinizde bunlar.
Yeter ki, neden bu trendeyiz amacımızı bilelim, bilerek yol alalım valizimizde umutlar olsun,sevgi olsun ,barış olsun,hoşgörü olsun,kardeşlik olsun ..hayata dair insana dair vicdanımızda güzellikler olsun.
Giysiler olsun, tabii ki… Eşyalar olsun, ama abartmadan, onlara bel bağlamadan, hayatımızın en anlamlı şeyleriymiş gibi davranmadan…Bunların çokluğuna, maddi değerine takılmadan.
Anlamlı güzel anılar olsun, zaman zaman açıp bakıp konuşup mutlu olacağımız veya dersler çıkaracağımız…Ancak çok yük olmasın ne içimizde, ne de yüreğimizde, elimizde…
Buharlı tren, tren yolculuğu, tren yolları, garlar,istasyonlar bana bunları anımsatır. Keşke demir ağlar daha çok olsaydı ülkemizde diye düşünmeden edemiyor insan..
Olsun, yüklerimiz aşk olsun aşka dair olsun, elimizde mutluluk haritası olsun…Daha ne olsun...
Tren gelsin hoş gelsin, hoş gitsin..
HOLLANDA