"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır."
Yukarıdaki sözlerin sahibi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 87. yıl dönümünde rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
"İnsanlık tarihi bir kaç yüz yılda bir dahî yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakın ki, bu dahî Küçük Asya'dan çıktı. Hem de bize karşı. Elden ne gelebilirdi!" dedikten sonra şöyle devam ediyor. "Gönül gözü kör olanlar görmek istemese de tarih 20.yüzyılın dahîsini Türk Milletine vermiştir."
Bu sözlerin sahibi de 1916-1922 yılları arasında İngiltere Başbakanlığı yapmış olan Lloyd George tur.
Atatürk'ün ölümünden sonra dünya liderleri onun büyüklüğünü kabullendiklerini gösteren buna benzer çok önemli sözler söylemişlerdir.
ABD Başkanı Franklin Roosevelt "Benim üzüntüm, bu büyük adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır." demiştir.
Hindistan'ın bağımsızlık kahramanı ve kurucusu Mahatma Gandhi: "Mustafa Kemal İngilizleri yeninciye kadar, Tanrı'yı da İngiliz'in yanında zannediyordum" demiştir.
Afgan Kralı Emanullah Han: "O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi" demiştir.
ABD Başkanı Bill Clinton 2000 yılı Milenyum mesajında şöyle demiştir: "Milenyum'un hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı, Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil, asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir."
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğim, Bilim ve Kültür Kurumu), 27 Kasım 1978 tarihinde Paris'teki 20.Genel Kurul toplantısında 1981 yılını Atatürk Yılı kabul ederek, Atatürk'ü şu sözlerle tanımladı: "Uluslararası anlayış, işbirliği, ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder.
İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu tek lider! Eşsiz Dünya Lideri."
Mart 1997'de Habitat Toplantısı için İstanbul'a gelen Fidel Castro yaptığı konuşmada, "Asıl devrimci Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ben bir devrim yaptım, ama O'nun yaptıklarını asla başaramazdım. Sakın kendinize başka esin kaynağı aramayın..." demiştir.
1996'da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar taşına yazılmasını istediği metinde: "Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm." yazısı vardır.
İngiltere Başbakanı Winston Churchill: "Savaşta Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Ulusunu yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın onun ardından döktükleri içten göz yaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye'nin Ata'sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir" demiştir.
Dünya insanlarının büyüklüğünü ve dehasını kabul ettiği böyle bir lidere sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır. Onun bu ülke için yaptıklarını ve ülke insanlarına kazandırdıklarını kelimelerle anlatmak yetmez. Bu günlerde onun fikirlerine ve ön görülerine her zamankinden çok ihtiyacımız var.
Ne yazık ki Atatürk'ü tanımayan, onun fikirlerini ve öngörülerini anlamayan bazı insanlarımız bilmeden Atatürk düşmanlığı yapıyorlar. Özellikle Atatürk'ü dinsizlikle suçlayan cahiller büyük bir günah işliyorlar.
Ona bu iftirayı yapanlar, o olmasaydı minarelerimizden ezanların okunamayacağını, camilerimizde namazların kılınamayacağını bilmiyorlar mı? Doğrusu çok merak ediyorum…
Atatürk, İslâm dinine mensup olmakla her zaman gurur duymuştur. Dinimize verdiği değeri de Kur’an-ı Kerim’in Türkçe’ye tercümesini yaptırarak göstermiştir. Ayrıca kendi parası ile Fransa’nın başkenti Paris’e ve Japonya’nın başkenti Tokyo’ya cami yaptırmıştır.
İstiklal Savaşı’nda Yunanlıların yakıp yıktığı yüzlerce camiyi tamir ettirmiş veya yeniden yaptırmıştır.
Atatürk’ün hiçbir zaman dinle ve dindarlarla bir sorunu olmamıştır. O her zaman yobazlarla, hurafecilerle ve din tüccarları (dini siyasete ve ticarete alet edenler) ile mücadele etmiştir.
Ölümünün 87. yıldönümünde bu büyük insanı, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.
Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Atatürk’ü anlamak isteyenlere naçizane Nutuk’u tekrar tekrar okumalarını öneriyorum.