Dünkü yazımın sonunu, “Peki, Filistin Sorunu nedir, nasıl başlamıştır, bu saldırıların nihai amacı nedir ve de neden Gazze?” diye bağlamıştım.
Evet, bu saldırıların, bu çatışmaların amacı nedir? Bu katliamların nihai amacı nedir?
Bu nedenlerle ülkemiz 68 kuşağının düşünsel ve bedensel olarak gönül verdiği, içinde yer almaya çalıştığı Filistin sorunu nedir, Filistin halkı ne istiyor, bir kez daha hatırlamak, hatırlatmak gerekti.
Ama önce kısa bir bilgi…
Arap Dünyası, 14 milyon km2’lik alanda 350 milyon nüfuslu, 22 devletli bir bölgedir.
Bu bölgenin 6 milyonu, devlet kurması engellenen Filistinli Arap'tır. Bunun da 1 milyonu İsrail sınırları içinde İsrail vatandaşı olarak, 3 milyonu Batı Şeria'da FKÖ yönetiminde ve 2 milyonu da Gazze'de yaşamaktadır.
İsrail ise 9 milyon nüfusu, 28 bin km2 alanı (Sivas kadar) olan bir devlettir. 1948'de kurulmuştur. Türkiye ilk tanıyan ülkelerden biri olmuştur. Ama Arap dünyası tanımamıştır.
***
İşte Filistin Sorunu, Filistin topraklarında İsrail’in kuruluşu ile başladı.
1947'de BM Genel Kurulunda, Filistin toprakları ikiye taksim edilerek İsrail ve Filistin devletlerinin kurulmasına karar verildi. Ancak Filistin devleti kurulamadı, kurulması engellendi. Ama 14 Mayıs 1948'de İsrail devletinin kuruluşu resmen ilan edildi.
Ve soğuk savaş döneminde yönünü ABD'ye çevirmiş olan Türkiye, 28 Mart 1949 günü İsrail'i tanıyan ilk Müslüman devlet oldu.
İsrail'in kurulmasıyla Arap-İsrail savaşları da başladı; 1948, 1967, 1973, 1982 yıllarında yapılan Arap-İsrail savaşlarında kazanan taraf hep İsrail oldu.
Ve de Filistin halkının yaşadığı Batı Şeria ve Gazze, 1967'den beri işgal altında kaldı.
Ama Filistin halkı boyun eğmedi, fiili bir devlet kimliği ile yaşadı ve de savaştı.
***
Filistin halkı ilk kazanımını, 29 Ağustos 2012 günü elde etti.
O gün, mazlum Filistin halkı için yeni bir “doğum günü” olmuş, BM Genel Kurulunda “Üye Olmayan Gözlemci Devlet” statüsü kabul edilmişti.
Elbette bu kabul edilişte Türkiye, Rusya, Çin ve Fransa başı çekmişti.
İkinci kazanım ise 30 Eylül 2015 günü oldu. Mazlum Filistin halkının devlet kimliğini temsil eden Filistin Bayrağı, o günden itibaren BM binasının önünde dalgalanır oldu.
Elbette kolay olmadı, kolay alınmadı bu kazanım. Tam 70 yıl büyük bedeller ödendi, o bayrağın dalgalanması için. Tam 70 yıl kanıyla-canıyla şanlı bir direniş verildi, o bayrağın dalgalanması için.
Ve bu direniş yalnız İsrail saldırganlığına değil, İsrail işgaline değil, arkasındaki küresel güçlere karşı da verilen bir özgürlük direnişi idi.
***
Ama Arap dünyası, üretileni satın alarak yaşayan bir toplumdur.
Emperyalizme teslim olmuş işbirlikçiler tarafından yönetilen, demokratik yapısını inşa edememiş bir toplumdur. Ve 21’inci yüzyılda bile ilkel yönetimlerle yaşayan bir toplumdur. Maalesef bu özellikler, genel olarak 1,7 milyarlık İslam dünyasının da bir özelliğidir.
Bu dünya içinde, ilk kez demokratik ve laik devlet yapısını kuran çağdaş bir devlet, Atatürk'ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
İşte bu Arap Dünyası, yani 22 devletli Arap dünyası, 57 devletli İslam dünyası BM'lerin üçte birini temsil ettiği halde bu dünyada hiçbir etkisi olmamıştır. Olması gereken kavgayı verememiştir.
Durum budur ki;
Bugün ölü ve yaralı sayısının her saat başı artan bir katliamın yaşandığı…
Gazze’de tabutların hazırlandığı…
Ve de dünya halklarının Filistin için seslerinin yükseldiği böyle bir dönemde bile Arap Dünyası, ABD’den ve küresel güçlerden yardım bekler olmuştur.
İşte asıl sorun budur.
***
Peki, İsrail için neden ille de Kudüs?
Çünkü 1993 Oslo anlaşmasına göre Doğu Kudüs, Filistin topraklarına ait kabul edilmiştir. Ve de Doğu Kudüs, kurulacak Filistin Devleti’nin başkenti olacaktır. Filistin halkı da böyle ilan etmiştir.
İşte bu nedenle Filistin halkının Kudüs ve çevresinden uzaklaştırılması, İsrail için bir amaçtır.
Peki, neden ille de Gazze?
Çünkü Gazze’nin, Filistin için Akdeniz’e açılan bir kıyı şeridi oluşudur.
Devletleşme sürecine girmiş, uluslararası siyasette kabul gören ve kurulacak Filistin Devleti’nin, Akdeniz’e açılan bir kapısı oluşudur.
Ve de kurulacak Filistin Devleti’nin, Akdeniz’de müdahil bir devlet olacağıdır.
İşte Gazzeliler, Gazze’den bunun için kovulmak istenmektedir. Gazze, Gazzelilerden bunun için boşaltılmak istenmektedir.
İşte bu nedenle Gazzelilerin boyun eğmeyen direnişinin kırılması. Emperyalizmin Ortadoğu’da jandarmalığını yapan İsrail için bir amaçtır.
Aslında görülmesi gereken daha önemli bir olgu ise Gazze’nin düşürülmesinin bir ABD projesi olduğudur.