Yazımın başlığı kuşkusuz dikkatinizi çekmiştir. Kim bu aile diye merak edenleriniz de olmuştur. Ancak aileden izin alamadığım için isimlerini yazamıyorum. Peki neden bu başlığı attım? Olayı anlatayım, ailenin anıtı dikilir mi? Dikilmez mi? Siz karar verin.

Şu günlerde ülkeyi en çok meşgul eden konulardan birisi sokak hayvanlarının katledilme yasası. Türkiye infial halinde, ülkenin vicdan sahibi, yaşam hakkına saygılı yüzde 85 insanı hayvanların katledilmesine karşı çıkıyor. KONDA araştırma şirketi bu sonuca varmış. Aynı araştırma şirketi yüzde 15 kesimin katliama onay verdiğini gösteriyor. Demokrasi olan ülkelerde çoğunluğun sözü geçerlidir. Demokrasi yoksa azınlık diktanın dediği dediktir.

Olay şudur; Biz Çorum Belediyesi’ni hayvanlarla ilgili, insani yaklaşım, katletmeyip kısırlaştıran yönü ile ülkeye rol model olarak gösteriyoruz. Daha doğrusu yaptıkları ve ortadaki eserleri de bunu doğruluyor. Ancak ortaya çıkan bazı tatsız hayvan katliamı girişimleri içimizi burdu. Henüz hangi belediyenin yaptığını tam olarak bilmiyoruz.

Çorum’un Örencik köyü ormanlık sahasına 100 civarında köpek, 19 Temmuz günü bırakılmıştır. Hayvanlar aç, susuz çoğu hasta,  ormanda çaresizlik içinde. Eğer Örencik Köylü bahsettiğim aile olmasaydı, hayvanlar açlık ve susuzluktan şimdiye kadar büyük olasılıkla acı içinde telef olacaktı.

Benim de internet üzerinden okuyucum, takipçim. Sokak hayvanları konusundaki duyarlılığımı bildiği için, sağ olsun bana ulaştılar. Hayvanlara baktıklarını, emekli olduklarını anlattılar. Gelirinin yarısını kendilerine, diğer yarısını da ormana bırakılan hayvanlara harcadıklarını söylüyorlar.

Aile kendisine görev edinmiş her gün, köye 4 kilometre uzaklıkta  ormana gidip hayvanların ekmeğini, mamasını, suyunu veriyorlar. “Her bir hayvanın kendilerine minnet duyguları ile bakışlarının yürek dağladığını” söylüyorlar. Fırınlardan ucuz bayat ekmek, un alıyorlar. Süt alıyorlar, sıcak suyla unu karıştırıp verirken sütle ekmeği karıştırıyorlar. Bazen yardımseverlerin verdiği mamaları veriyorlar.

Konuyu duyan ABD’den duyarlı bir Türk vatandaş internet üzerinden üç çuval mama gönderiyor. O mamaları veriyorlar. Eğer yüreğin varsa Çorum’un dağındaki aç bir hayvanın feryadını ABD’den duyarsın. Düşünün ki teyyyy ABD’de olayı yüreğinde duyan insan, acaba sağır kulaklara model olabilir mi? İnsanlık denen şey, kırtasiyecide satılan bir etiket değil ki. Yüreğin varsa insansın, bu kadar basit.

ÇORUM VALİLİĞİNE ŞİKAYET EDİYORUM

Sayın valimiz, sokak hayvanlarına kötü muamele, işkence ve katliam hala yasalarımızca suçtur. 19 Temmuz günü Örencik Köyü istikametine giden kamyonetlerin kamera kayıtlarının izlenmesini talep ediyorum. Yaşamımızın yarısı kameralar altında geçiyor. O hayvanları oraya bırakan kamyonetin tespitinin zor olmayacağını sanıyorum. Dahası Katil iz bırakmıştır. Köpekler yeşil küpelidir. Fotoğraflar bende var. Sadece birisinin numarası 0144’dür. Pek çok küpeyi de sökmüşlerdir. Bu vahşete seyirci kalmayacağınızı umuyorum. Suçluların cezasız kalmamasını diliyorum.

Aslında ÇORUM HABER GAZETESİ 23 Temmuzda olayı birinci sayfadan ve birinci haber olarak vermiştir. Hiç kuşku yok ki Çorum dağlarında hayvanları açlıktan ölen bir il olmamalıdır. Hani sık bahsederiz Hz. Ömer adaletinden. “Fırat’ın kenarında bir koyun kaybolsa onu benden sorarlar”, yine sık kullandığımız Yunus’un sözü; “Yaratılanı seviyoruz yaratandan ötürü”…

Çorum’un dağlarında 100 dolayında can ölüme terkedilmiş. Aslında bir ay kadar önce de yine merkez Üçköy hudutlarına 40 dolayında köpeğin bırakıldığını haber aldım. Onlar belki de açlıktan susuzluktan öldü. Tam haber alamadım.

Hayvan sever aile; “Valilik veya belediye hayvanları kısırlaştırsın, bize mama, bayat ekmek, un, yemek artığı gibi katkılarda bulunsun, tek biz dağlarda bu canları açlıktan öldürmeyelim, gönüllü bakalım. Kişisel gücümüzün birgün biteceği endişesi taşıyoruz” diyorlar.

“Eğer ilgili makamlardan destek göremezsek, insanlığa çağrı yapmaya hazırlanıyoruz, köyümüzün hudutları içinde bu hayvanların açlıktan ölmesine müsaade etmeyeceğiz” diyorlar. 

ANITI DİKİLECEK AİLE

Bir canlının açlıktan ve susuzluktan ölüm haberini duyup ta, gözümüze uyku giriyorsa  insanlık değerlerimizi bir sorgulamak gerekiyor. Çorum’un Örencik Köyünde adının verilmesini istemeyen, fakat anıtı dikilmesi gereken bir aile, yüce gönüllü insanlar, “İnsanlık ölmemiş” dedirtiyor. Aslında Türk toplumunun büyük çoğunluğu böyledir. Yoksa KONDA’nın araştırmasında yüzde 85 insan katliama karşı çıkar mıydı?

Geçici çözüm için mama ve yiyecek veya doğrudan destek sağlamak isteyenlere aileye ulaşmaları konusunda bu köşeden yardımcı olacağız. Hiçbir canlının açlıktan susuzluktan gözlerindeki pırıltı sönmesin, insanlık ölmesin diliyorum.