Bir yerel yöneticinin vizyonu, kıyı kentinin dokusunu değiştiren emekle birleşmiş
Anamur sokaklarında dolaşırken, belediye hizmetlerinin günlük yaşama dokunuşunu hemen hissediyorsunuz. Kaldırımlarda düzen, yollarda yenilik, meydanlarda ferahlık… Bu tablo, son yıllarda ilçenin adeta yeniden şekillendiğini gösteriyor.
Bu değişimin merkezinde, kentin yeni belediye başkanı Sayın Durmuş Deniz var. Ziraat mühendisi kimliği ve uzun yıllara dayanan saha deneyimiyle Deniz, Anamur’da altyapıdan sosyal yaşama uzanan geniş bir çalışma programı yürütüyor.
İlk göze çarpan alan, yol ve altyapı hizmetleri. Belediye kayıtlarına göre yalnızca 2024 yılı içinde yüzlerce kilometrelik stabilize yol bakımı, on binlerce metrekare parke döşemesi, binlerce metre bordür ve beton yol çalışması gerçekleştirilmiş. Bu veriler, hizmetlerin yalnızca sözde kalmadığını, sahada somut karşılık bulduğunu gösteriyor.
Başkan Deniz’in yönetim anlayışı yalnızca kent merkezine odaklanmıyor; yayla ve kırsal mahallelere kadar uzanıyor. Boğuntu gibi uzak bölgelerde yapılan yerinde incelemeler, halkın taleplerine hızla yanıt verilmesini sağlıyor. “Eşit hizmet” ilkesi, söylemden öteye geçerek bir yönetim biçimine dönüşmüş görülüyor.
Dikkat çeken bir diğer konu, belediye kaynaklarının verimli kullanımı. Taş ocaklarından elde edilen malzemenin altyapı projelerinde kullanılması, hem maliyetleri düşürüyor hem de işleri hızlandırıyor. Bu uygulama, küçük şehirlerde kaynak yönetiminin nasıl akılcı biçimde yapılabileceğinin örneğini oluşturması açısından önemli.
Sosyal ve kültürel yaşamda da devingen bir dönem yaşanıyor. Yeni parklar, çevre düzenlemeleri, çocuk ve gençlere yönelik etkinlikler, kent yaşamına canlılık katıyor. Sahil şeridinin baştan sona düzenlenmesinin gecikme nedeni ise Başkan Deniz’in ifadesiyle “Caretta carettaların yavrulama dönemi”nden kaynaklanıyor. Halkla kurulan doğrudan iletişim, belediyeciliği halkın gündelik yaşamının bir parçası hâline getiriyor.
SERALARLA İLGİLİ YAKINMALAR VE ÇÖZÜM ODAKLI BİR BAKIŞ
Anamur’un güçlü tarımsal kimliği, özellikle muz seraları ile öne çıkıyor. Ancak sokaklarda halktan gelen yakınmalar, seraların bazı yerleşim alanlarına fazla yaklaşması nedeniyle çevresel ve sağlık açısından sorunlar yarattığını gösteriyor. Gerçekten de, yapılan araştırmalar seracılığın yoğun olduğu bölgelerde havalandırma sistemlerinin yetersiz, kimyasal kullanımının ise yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Başlıca sorunlar şöyle özetlenebilir:
- Seralarda kullanılan kimyasal gübre ve pestisitlerin yağışlarla yer altı sularına karışma riski, içme suyu kaynaklarını tehdit edebilir. Elbette bunlar sadece bugünün sorunu değil. Öteden beri gelen kadim bir sorun.
- Aşırı su kullanımı, yer altı su seviyelerinin düşmesine ve uzun vadede bölgesel kuraklık riskinin artmasına yol açabilir.
- Seraların yerleşim alanlarına çok yakın olması; koku, plastik örtü atıkları ve tarım makinelerinin gürültüsü gibi unsurlarla yaşam kalitesini düşürüyor.
Bu yakınmaları dile getiren halk, çözüm önerileri de sunuyor.
- Yerleşim alanlarına en az 300–500 metre mesafede sera kurulmasını öngören imar düzenlemelerinin uygulanabilir olması.
- Üreticilere, çevreye duyarlı üretim teknikleri ve biyolojik mücadele yöntemleri konusunda eğitimler verilerek sürdürülebilir tarım teşvik edilebilir.
- Yerleşim alanları ile seralar arasına ağaçlandırılmış yeşil tampon kuşaklar oluşturulabilir. Bu alanlar, hem hava kalitesini iyileştirir hem de görsel rahatsızlığı azaltabilir.
- Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ortak çalışmasıyla, bölgeye özgü bir “Sera Yerleşim Planı” hazırlanabilir.
Bu tür adımlar, Anamur’un tarımsal üretim gücünü korurken çevresel dengeyi ve halk sağlığını güvence altına almada önemli rol oynayacağını düşünüyorum.
Elbette önümüzdeki dönemde şehir planlaması, bütçe dengesi ve çevresel sürdürülebilirlik, Anamur’un yol haritasında yer alacaktır tahmin ediyorum. Ancak halkın ortak kanaati net: Yapılan işler görülüyor, hissediliyor ve yaşamı kolaylaştırıyor.
Anamur’da bir gün geçirmek bile, yerel yönetimin bir kenti nasıl dönüştürebileceğini anlamaya yetiyor. Sayın Durmuş Deniz, vizyonu ve sahadaki çalışkanlığıyla Anamur’da bir değişimin hikâyesini yazıyor. Bu hikâyede gösteriş yok, abartı yok; yalnızca emek, inanç ve yerel kalkınmanın sessiz gücünü ve uğraşını görebiliyorsunuz.
BİTTİ

 
             
             
             
             
             
            