Yani 2023 seçimleri…

Eğer, çok açık olarak ifade etmek gerekirse:

100 yıldır çözüme kavuşturulamamış sorunların…

Kurucu damardaki milli duyguların asıl heyecanından saptırılmasıyla hamasete boğulan yılların…

Etnik ve mezhep eksenli çatışmalarla, laik ve muhafazakâr eksenli kavgalarla geçen bir asırlık günlerin…

Özellikle de kurucu iradenin gösterdiği yoldan saparak ve de tökezleyerek geçen bir yüzyılın…

Ve de:

Darbelerle, muhtıralarla demokrasinin iğdiş edildiği…

Toplumsal yaşamın ana eksenlerinden olan emek kavgasının, asıl özünden uzaklaştırılarak baskılandığı…

Ve toplumsal hafızanın büyük ölçüde bir hamaset edebiyatıyla doldurulduğu…

Yani bu sorunlarla boğuşmuş yılların birikimi ile ikinci yüzyıla adımını atmış Cumhuriyet’in, yeni yüzyıldaki ilk seçimidir 2023 seçimleri.

Zaten Türkiye için bu yılı, önceki yıllardan daha farklı kılan iki durum da budur.

Biri cumhuriyetin yüzüncü yılı olmasıdır, diğeri bu yıl yapılacak seçimler.

***

Bu nedenle, 2023 seçimleri giderek daha bir önem kazanmakta, toplum daha bir politize olmaktadır.

Çünkü önümüzdeki seçimler, bir seçim olmanın ötesine geçer olmuştur.

Çünkü önümüzdeki seçimler, Türkiye’nin ikinci yüzyılına:

Nasıl bir siyasi yapılanmayla…

Nasıl bir ekonomik inşayla…

Ne kadar kapsayıcı, ne kadar demokratik bir toplumsal sözleşmeyle adım atılacağının bir göstergesi olacaktır.

Yani büyük bir tahribat yaşamış olan cumhuriyetin yeniden inşasının bir göstergesi olarak görülecektir.

***

Aslında büyük bir tahribat yaşamış olsa da Cumhuriyetin çok güçlü kazanımları olmuştur.

Daha da ötesi, kendi kaderini tayin etme ve egemenlik yolundaki atılımları ile çağdaşı başka ülkelere örnek olmuştur.

Özellikle kurtuluş savaşı döneminde “emperyalizme ve sömürgeciliğe” karşı uyanmış milli damar, tüm mazlum ulusların uyanışını kamçılamıştır.

Nitekim Atatürk 1933 yılında bu olguyu, “Şimdi günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün doğu milletlerinin uyanışlarını öyle görüyorum” diye ifade etmişti. Ve ardından “Bu milletler bütün güçlüklere, bütün engellere rağmen, her şeyi yenecekler ve kendilerini bekleyen güzel geleceğe kavuşacaklardır” demişti.

***

Cumhuriyetin birinci yüzyılına, işte böyle bir öngörü ve de böyle bir heyecanla girilmişti.

Ama bugün Türkiye’nin yaşadığı en büyük ve en belirleyici sorun, yüz yıldır toplumsal barışın inşasındaki yetersizlik olmuştur.

Çünkü Cumhuriyet, yüz yıl boyunca halk egemenliğini temsil etse de:

Ufku dar ve basiretsiz siyasetçiler tarafından demokratik mekanizmalar işletilememiştir.

Katılımcılığın önü açılamamıştır.

Farklılıkların ötekileştirilmediği siyasal ve sosyal bir iklim yaratılamamıştır.

Ve de gerçek anlamda ifade özgürlüğü ve yurttaşlık hakları hayata geçirilerek, halk yönetime dahil edilememiştir.

Bu nedenle 2023 seçimleri, birinci yüzyıla giren heyecanı yeniden yaşatabilmeli, bu sorunları çözen, çözebilen tarihi bir seçim olmalıdır.

Ve de seçimin misyonu özellikle bu olmalıdır.

***

Ama yine de 2023 seçimleri için diyebiliriz ki:

Bu seçimler Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, daha demokratik bir ülke olabilmek için başlangıç olacak gibidir.

Ve de 2023 seçimleri ile Türkiye, hem dünya sahnesinde hem de bölgesinde yeni bir enerji ve umudun ilham kaynağı ve örneği olacak gibidir.

Yani siyasetin yükselen sesinden bunlar okunmakta, bunlar okunabilmektedir.

Zaten olması gereken de budur…