Yazım sanatı konusunda fikirlerinden faydalandığımız, yapıcı eleştirileri ile yazım sanatına ışık tutan, paylaşım dostu Abdulkadir Ozulu’nun bu kitabı büyük özverilerle hazırlanmış. Elbette bu özveride ECE Grup’un büyük payı var.
(...) “Sayın Abdulkadir Ozulu büyük bir özveri ile hazırladığı HİTİTLER kitabını günümüze kazandırmakla araştırmacı yazar kimliğinin hakkını vermiştir.
Dünün Hitit Krallığı’nın medeniyeti araştırıldıkça görülüyor ki günümüze ışık tutan büyük bir deniz niteliğindedir. Abdulkadir Ozulu bu denizi, hazırladığı Hititler kitabıyla bir damlaya taşıtma becerisi ile emeği büyüktür. Kendisini candan kutluyorum.”
*
Abdulkadir Ozulu’nun bir yazar özelliği de günümüzden yıllarca önce yaşayan, yaşamı savaşlarla geçip esir düşen; çeşitli meslek dallarında Çorumlu’ya büyük emekleri geçen; nükteleri ile ünlü... Çorumlu kişeleri araştırıp günümüze taşıyarak tanıtıcılığıdır. Bunlardan birisi de 1893 doğumlu Mustafa Tütüncü’dür.
Mustafa Tütüncü savaş yıllarında esir düşmüş, yedi yıl sonra esaretten kurtularak memleketine dönmüş ve doğumundan son yıllarına kadar yaşamını “Hatıra Defterimdir” dediği büyük boy bir defterde toplamıştır. Abdulkadir Ozulu bu defterin özetini günümüze “Hatıra Defterimdir” adı altında 90 sayfalık bir kitap yapmıştır. İşte Hatıra Defterim’deki Abdulkadir Ozulu’nun not düştükleri. Not diyorum, Hatıra Defterim 800 sayfadan fazla, büyük boy ciltli bir defterdir ve günümüz alfabesi ile yazılmayıp, bunu günümüze çevirmek çok büyük bir emek ve özveridir çünkü.
(...) “Hatıra Defteri büyük boy ciltli bir defter olup tamamı 800 safyadan fazladır.”
(...) “Defterdeki bütün yazılar Osmanlı alfabesi ile yazılmıştır.”
(...) “Türk edebiyatı edebi metinlerinden seçmeler yapılmış, derlemeler vardır.”
(...) “Dikkat çeken bir başka bölüm de A-dan Z-ye alfabe sırasıyla derlenmiş ata sözleri ve vecizeler bulunan sayfadır.”
(...) “Hatıra bölümünün 1942 ve 1943 yıllarında kaleme alındığı anlaşılmaktadır.”
(...) “100-110 yıl öncesi Çorum’a ait çeşitli bilgiler de yer yer kaydedilmiştir.”
(...) “Özellikle Mustafa Tütüncü kendi hayatını yazmaya başladığı sayfalar içinde, savaş gerçeğini, bir insanın hayatı üzerine yüklenmiş yönüyle bütün çıplaklığı anlatmıştır.”
(...) “Çeşitli cephelerde savaşmak mecburiyetinde kalan bir devletin savaş macerasının Irak cephesini ayrıntılı bir şekilde günü gününe, bir sansüre tabi tutulmadan anlatmaktadır.”
(...) “Üzerinde bir süredir çalıştığım bu hatıra defteri sayfalarının bende uyandırdığı intiba şudur ki; devlet sahibi olmak, vatandaş bilinci taşımak, milli birlik ve beraberliğin değer ve kıymetini bilip onu korumak ve yarınların daha aydınlık olması için fikren, ilmen, iktisaden en verimli çalışmalara yönelip gerçekleştirmek gayretini göstermek yolunda bu tür hatırlatmalardan alınacak dersler bulunmaktadır.”
Hatıra Defterimdir 90 sayfalık kitaptaki Mustafa Tütüncü’nün esirlik yıllarını anlatan bir kaç not daha:
(...) “İngilizlerin askerleri bir tek tüfek ve kafi fişek ve su matarası, bir de konserve kutusu taşıyorlar. Bunların bütün diğer noksanlarını kamyonlar taşıyor. Yemekleri muntazam, yorgunluk nedir bilmezler. Fakat biz bu cefakar Türk milleti yol yürür, silah süngüsü zaten kendinin ayrılmaz parçası. Hiç bir şeyimiz tam intizamında değildir. Efrat yorulur, zayıf ve bitap kalır. İşte bu mahrumiyetler içinde bu mihnet ve meşakkate göğüs germişler ve bir gün de şikayet etmemişlerdir.”
(...) “Hayvanlar açlıktan birbirlerinin pisliklerini yediler. Ve nihayet yekdiğerinin kuyruk ve yelelerini yediler. Ben bunları gözümle gördüm. Bu manzara karşısında kendi halimizi unutup ağadım.”
(...) “Durduğumuz mahal kumluk arazi olduğu için yeryüzünde bir çöp bile yok. Bu suretle hayvanlar ölüme mahku bir vaziyette idiler. Böyle felaketleri gördükçe insanın gözünde ölüm bir hiç olup hayat manasını kaybediyor. Hiç bir şey göze görünmüyor, meyus ve muztarip bir hal insanı kuşatıyor. Hayattan umut kesiliyor.”
(Sürecek)