Cumhuriyetin yüzüncü yılı için söylenecek o kadar çok şey var ki, barajın musluktan akıttığı kadarı ile iktifa etmek mecburiyetinde kalıyor insan.
Daha vaktimiz var. Dün gece uyku tutmadı.
Ben de uykuyu tutmadım. Nereye gidersen git dedim. İçimden gelen sesi dinledim. İçimden bu ses geldi. Biliyorum ki, şiir gücü, şiiriyet sanatı yok. Metin olarak, makale olarak yazacaklarımı o gecenin ilhamı ile manzum olarak satırlara döktüm.
Edebiyat olarak ustalarımdan özür dilerim. Yüzüncü yıl için İstiklâl Marşı kokusunda bir şiir- marş yazmak lâzımdı. İnşallah birileri bir yerlerde yazmıştır.
Vakit daraldı.
Binlerce ihanet ve badirelerden geçmiş olan, kahraman Türk Milletinin her ailesinin o çetin dönemde üç şehit, beş gazi verdiğini bilen bir kardeşinizim.
1910-1923 arası, on üç yılda Kosova’dan Kars’a kadar; Samsun’dan Yemen’e kadar, her ailenin şehit ve gazi verdiği bir milletiz biz.
Onun için kahramanız, çilekeşiz, masumuz, mazlumuz, dürüstüz, yüceyiz. Bu yüzdendir ki, Cenabı Allah, bitmek ve batmak üzere olan bu asil Osmanlı Müslim tebaasını;… çağlar üstü, istisnai bir dâhi olarak “Mustafa Kemâl’i” göndermiş ve Cumhuriyet ile TÜRK MİLLETİ olarak diriltmiştir.
Hepimizin CUMHURİYET HAYATINI lâyığı ile yaşaması ve kıymetini idrak etmesi temennisi ile şimdiden BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.
29 EKİM 1924 & BİRİNCİ YIL
O gün cumhuriyetin birinci yaşı idi.
Milletin yüzünü güldüren, …, gözyaşı idi.
İki yüz yıldır halkın çektiği çile dolmuş;
Gazi Mustafa Kemâl ordunun başı idi
NEREDEN GELDİK?
Halkı eğitmeyi, ilmi, fenni unuttular
Cehil karanlığında yıllarca uyuttular
Hacısı, imamı, şeyhi, hep saltanat sürdü
Her icadı Avrupa yaptı, önü tuttular
Tanrı’nın gölgesi idi şeyhler, padişahlar
Kul idi halk, okuyup, kâtip mi olacaklar
Hele kızlar, yarım insan bile değildiler
Oğul kıymetliydi, çünkü ırgat olacaklar
Çok cahildik, cehlimizin farkında değildik,
Asırlar ibadetle geçti, ilmi seçene eğildik
İçerden ve dışarıdan ihanete uğradık
Bin yıl her kavmi dost ve kardeş bildik
Geç anladık geri kalmışız, …, fetihler bitti
Çok gayret ettik nice ıslahat geldi gitti
Çoktan uyandı düşmanlar, saldırı başladı
On üç milyon kilometre kare toprak yitti
On üç yılda on üç milyon şehit, gazi verdik
Anadolu’ya sıkıştık, artık çaresizdik
Yorgun, yaşlı ve hasta bir aslandı Osmanlı
Düyunu umumiye vardı, maliyesizdik
NASIL GELDİK?
Çabuk gördü Avrupa, Osmanlı’nın hâlini
Asırlar öncesinden geliyordu bu kini,
Yedi düvel bir oldu, çattı hasta aslana
Tam şimdi tek yürek, tek kürek olma zamanı
Cumhuriyet halka kişilik ve güven verdi,
Çünkü bu millete Mustafa Kemâl söz verdi
Dedi ki, “Ya istiklâl, ya ölüm” karar kesin
Halk aşkla katıldı söze, muradına erdi
Elbette vardı muradına eremeyenler
Kimdi onlar? Haa! … “Geldikleri gibi gidenler!”
İnayetullah, masum ve mazlumaydı o gün
Belli oldu, cahil ile hürriyet sevenler
Bir hususi, yüce ruh idi Mustafa Kemâl,
Hepsi öyle idi, paşalarımızın, kâm al
Fevzi, Şehit Nâzım Bey, Müftü Mustafa Fehmi,
Rauf, İsmet, Kâzım, Refik, …, Ali Saip Beyler
O kadar çok ki kahramanlarımız sayılmaz
Sütçü İmamlar, Cemâl paşalar asla yılmaz
Mazhar Müfit, Yusuf İzzet, Seyit onbaşılar,
Halime Çavuş, Şerife Bacı unutulmaz
Bebesi varken, hırkasını mermiye saran anamız
Ayşe, Fatma, Nezahat, Halide onbaşımız var bizim
Piyangodan çıkmadı Cumhuriyet, nice canlar verdik
Düşmanı yenecek yüz milyon vatandaşımız var bizim
NELER KAZANDIK?
Cumhuriyetle yandı, ilim ve fen ocağı
Halk cumhuriyetle yakaladı modern çağı
Türk canlandı, yurt aydınlandı, aşk ve şevk coştu
Zeki, çalışkan bu millet, yaptı ilk uçağı
NE YAPACAĞIZ?
YÜZÜNCÜ YILA ERDİK KUTLU OLSUN HERKESE
EY VATANDAŞ! UYAN ARTIK KULAK VER BU SESE
HAİN AVRUPA’NIN GERİ TEPSİN, …, TUZAKLARI
TEK DOĞRU YOL, MİLLİ BİRLİK, GERİSİ VESVESE (3 AĞUSTOS 2023)