1960’lı yıllar, bizim kuşağın ortaokul ve lise yılları.

Birkaç yaş öncesi veya sonrasıyla ortalama 1950 doğumlular, 1960’ların ortaokul ve lise arkadaşları.

Çeyrek asır önce belirli aralıklarla Ankara’da buluşmaya başladığımızda, arkadaş grubumuzu “50 Kuşağı” diye adlandırmıştım. Yine, birkaç yıl öncesi veya sonrası doğumluların ortak platformuydu bu. Zaten, aynı sınıfta olmasak da, birkaç yıl öncesini veya sonrasını bir şekilde tanırdık, mutlaka birlikteliğimiz, arkadaşlığımız olmuştu.

Hatta, kendi okulumuzun dışında başka okulların öğrencisi olan akranlarımızla da, mutlaka bir yerde yollarımız kesişirdi.

Futbol, voleybol, basketbol maçlarındaki, ille de bando takımlarının performanslarındaki iddia başka bir şey tabii. 

Mahalle arkadaşlarımdan pek çoğu Erkek Sanat Enstitüsü’ne gidiyorlardı. Yalçın Sol, Gazi Özkubat, Doğan Memiş gibi…Ben ise Çorum Lisesi’ndeyim. Kendi okul arkadaşlarımın yanı sıra, mahalle arkadaşlarımla da iç içeyim. Yalçın, hem resim, hem tiyatro yeteneği ile kendini kabul ettirmiş bir arkadaşım. Onun ısrarıyla -sanırım 1966’dan itibaren- ben de tiyatro oyunlarında roller almaya başlıyorum. Erkek Sanat Enstitüsü’nün tiyatro oyunlarında da “Lise’den misafir sanatçı” olarak kendime yer buluyorum.

Anlatmaya çalıştığım o ki, dönemin Erkek Sanat Enstitüsü öğrencilerinden de çok arkadaşım var.

İsmail Alapala da onlardan biri.

Adnan Türkoğlu’nu saymıyorum; onunla zaten birlikte büyüdük.

Alapala’nın organizasyonuyla, Adnan, Yalçın, Gazi, Yaşar (Seres), Orhan (Altıntaş) belirli aralıklarla buluşuyorduk. Önce Yaşar’ı, ardından Adnan’ı kaybettik. Buluşmalarımız devam ediyor, ama bir yanımız eksik…

*

Sahaflığı bıraksa da “Sahaf Mustafa” olarak anılan kadim dostlarımızdan Mustafa Gökgöz, mezuniyetlerinden 55 yıl sonra, dönem arkadaşlarını bir araya getirmeyi düşünmüş. Fikrini Alapala’ya açmış, O da hemen benimsemiş, üstlenmiş.

Bana da ısrar etti, “Sen de içimizden birisin, mutlaka birlikte olalım” dedi.

Severek kabul ettim.

*

Çorum Lisesi 6 Fen-B sınıfı olarak biz de 1968-69 mezunuyuz. Mezuniyetimizin 40. yılında (2009) Çorum’da yaşayanlar olarak Enver Leblebicioğlu ve Cihat Ecdaroğlu kardeşlerimle birlikte ben öncülük etmiştim; Çorum’da buluşmuş, özlem gidermiştik. O gün aramızda olan arkadaşlarımızdan bazıları ne yazık ki şimdi yoklar.

İsmail Hakkı Şenöz ve Dr. Recep Burhanoğlu arkadaşlarımız, bu yıl bu ateşi yeniden canlandırdılar. Tam 55. yılda, sonbahar aylarında Fethiye’de bir araya geleceğiz.

Harika bir şey bu.

Bir dahası da olur elbette, ama tam kadro olmayabilir o zaman. 2009’daki kadrodan eksilmeler olduğu gibi…

Bu yüzden, Erkek Sanat Enstitülü (kısaca “Sanat Okullu” deniliyor) arkadaşlarımın buluşmasını da hararetle destekledim ve keyifle de katıldım.

*

17 Ağustos 2024 Cumartesi, İsmail Alapala’nın Asistanı Nihal Şener tarafından “buluşma günü” olarak bildirilmişti.

Yalçın Sol, Gazi Özkubat ve Necdet Yalçın’la birlikte gittik buluşma yeri Alapala Makina’ya…(Necdet Yalçın, -yiğit namıyla anılır- Kova Necdet…O yıllarda Erkek Sanat Enstitüsü futbol takımının, sonradan Çorumspor’un kalecisi)

İsmail Alapala kardeşim, her zaman olduğu gibi kendine yakışır bir organizasyon yapmış. Fabrikanın yemyeşil bahçesinde, kokteyl masaları…Yıllar sonra bir araya gelecek arkadaşların kahvaltı masasına oturmadan önce ayaküstü konuşabilmeleri, herkesin birbiriyle merhabalaşabilmesi için…Hatta, unutulmuş isimlerin hatırlanabilmesi için isim kartları da ihmal edilmemiş.

Kimi 5-10 yıl, 20 yıl, kimi ise ta 55 yıl önce yolları ayrılmış arkadaşların buluşmaları…Hiç değişmeyenler, ya da tanınamayacak kadar değişmiş olanlar…Ama, yılların eskitemediği dostluklar…Çehreler değişse de, değişmeyen sımsıcak duygular…

O dönemin öğretmenlerinden, (daha sonra okul müdürlüğü de yapan) Nurettin Aslan, Hasan Tuluk ve Turgut Taç da katılanlar arasındaydı.

Kahvaltı bitiminde, İsmail Alapala’nın açış konuşmasından sonra birer konuşma da yaptılar. Yine Gazi Özkubat güzel şeyler söyledi. Başkaca konuşanlar da oldu. Ben ise, oluşan tablonun güzelliğini, buluşmanın ne kadar anlamlı olduğunu birkaç cümleyle ifade etmekle yetindim.

(Yazmam gerekenleri bir güne sığdıramadım, anlatmaya devam edeceğim.)

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 3Vehbi Büyükcelep, Mehmet Yolyapar, İsmail Alapala, Hasan Tuluk ve Hüseyin Ezer…

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 4Ahmet Tekin, arkadaşlarıyla özlem gideriyor.

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 5Mükellef kahvaltı masası ve karşıdaki ekranda o yıllardan siyah-beyaz fotoğraf kareleri…

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 6İsmail Alapala ve Hasan Tuluk…

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 7Alapala, kahvaltı masasında arkadaşlarına “hoşgeldiniz” konuşması yaparken…

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 8Dönemin öğretmenleri Nurettin Aslan, Turgut Taç, Hasan Tuluk…Gazi Özkubat ve Mehmet Yolyapar…

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 9Hasan Tuluk konuşurken…

Erkek Sanat Ensti̇tüsü 10Kahvaltı masasında, göz ucuyla ekrandaki fotoğraflara bakılıyor.