Arzedeceğim olay, Azamiye camisinde Abbasi halifesi Me’mun zamanında İmam-ı azam’ın yaşadığı zamanda geçiyor. Azamiye İmam-ı Azam’ın camisi demektir. Hz. İmam Hanefi mezhebinin imamıdır. Asrının allamesidir. Halife Me’mun’un kadılık süresini kabul etmediği için hapiste kırbaçlanmış, zehirlenerek şehit edilmiştir. İmam-ı Azam bazı geceler camisinde kalır, sabahlara kadar ibadet ederdi. Hatta en güçlü öğrencisi ve asrının Amerika başkanı gibi dünyada güç temsilicisi Abbasi halifesi Harn reşit’in kadıül kudat en büyük din temsilcisi, adalet bakanı, diyanet reisi kanunları tasdik mercii, anayasa başkanıdır. İmam-ı Yusuf anlatıyor; Hocam İmam-ı Azam beni ailemle beraber 25 sene yedirdi, içirdi, okuttu, evlendirdi, yanından ayırmadı. 25 sene içinde gece başını yastığa koyduğunu görmedim, demiştir. İşte İmam-ı Azam hazretleri böyle birisidir.

Bir gece mescitte ibadet ederken, o zaman camilerin tavanları ahşap imiş. Sabah ezanını okumak için camiye gelen müezzin hiç görmediği bir manzara ile karşılaşıyor. İmam-ı Azam namazda tahiyyat halinde iken bacak kalınlığında bir yılan tavandan İmam-ı Azam’ın kucağına düşüyor. Müezzin korkuyor ve bağırıyor. Durumu gören İmam-ı Azam hazretleri, müezzini uyarıyor ve teskin ediyor. Sus, gördüğünü gizle diye uyarıyor. İmam-ı Azam hazretlerinde en ufak bir ürperti hali olmuyor. Sebebini müezzin efendiye şöyle anlatıyor... “Evladım, kainatta tesadüf kendiliğinden olma diye bir olay yoktur. Her şey Allah’ın gözetimi ve denetimi altındadır ki bunun adına tevafuk, iki olayın aynı anda Allah’ın izni ve müsaadesi ile buluşmasıdır ki, Allah’ın izni olmadan bir kuru yaprak bile düşmez.” (Enam 59, sh.133) “İnsana takdir ettiğinden başkası asla isabet etmez. O bizim mevlamızdır, biz ona inanıyor, ona dayanır ve ondan yardım dileriz ve ona kati tevekkül ederiz. (Tevbe 51, sh.194)

Allah’tan korkan, onun emirlerinden ayrılmayan kullarına bütün kainattaki varlıklara ona boyun eğdirir, Allah’ın izni olmadan hiç bir varlık başkalarına zarar veremez ayetlerini okuyor ve müezzine bu gibi manevi olayları yaymak insanların yanış anlamalarına yol açar, bunu gizle evladım der. Menakıp kitaplarından yazar. Bunlara keramet denir. Keramet de her isteyenin arzusuna göre tecelli etmez. Allah’ın irade ve dilemesi ile olur. Sahte kişiler bu ulvi hali istismar ederler. Bu ise haramdır. Ancak şunu kesin bilmek gerekir. İddiasını isbat için Allah’ın gücü ve dilemesi ile peygamberlerin mucizesi, evliyanın kerameti haktır. İnkarı küfürdür.

Bu asrın mucizesi ve kerameti ileri derecedeki teknoloji iletişimin inkişafı eskiden bilinmeyenlerin mucize sanılanların bugünün teknolojisi ile gerçek olması bu asrın ve gelecek asırların mucizesi ve kerameti olacaktır ki, müsbet ilmin deneysel bilgilerin ışığında olan olaylardır. Ama hepsinin ne ana sebebi Hz. Allah’ın iradesi, bilgisi ve yaratması ile olmaktadır. Allah cc müsebbib, başkaları ise sebeptir ki, yaratan Allah’tır.

(SÜRECEK)