Seçimler bitti fakat kamuoyu yoklama şirketlerinin toplumun nabzını tutma çalışmaları bitmedi.
Yapılan anketlere göre; “Bu Pazar seçim olsa diye soruluyor” CHP birinci parti, (yüzde 33) AKP ikinci parti (yüzde 30), MHP (yüzde 11) DEM Parti (yüzde 9,7) çıkıyor. Halk ekonomiden umudunu kesmiş durumda.
Türkiye dünyanın dört bir yanından, özellikle çok geri kalmış ülkelerden, göç kabul ederken, kendi nitelikli insan gücünü de, daha çok Avrupa ülkelerine kaptırmakta.
Mevcut iktidar son yedi yılda, bir milyon insanı daha sosyal yardıma muhtaç hale getirdi. Bu sayı yıl yıl daha da artıyor. AKP iktidarı yoksulluğu bir devlet politikası haline getirdi.
İktidar tüm ev sahiplerini zengin, kiracıları da fakir olarak gördüğü için, resmi enflasyon yüzde 70’lerde gezerken kiralara yüzde 25 zam olayı getirerek, ev sahibi ile kiracıyı birbirine düşürdü. Enflasyona göre zam yapınca da kiralar çıldırmış oldu.
Şimdi enflasyondaki artış dikkate alınınca haliyle, ev sahipleri de bir çözüm buldu. Zamları 6 ayda bir yaparak geçmişteki yüzde 25 zam açığını kapatmaya çalışıyor. Tüm olumsuzlukların temeli elbette ki enflasyon. Her kötülüğün altından enflasyon çıkıyor. Enflasyonu azdıranda iktidarın beceriden yoksun uygulamaları. Ne hayat pahalılığı durdurulabiliyor, ne de enflasyon.
Oysa Saray da, bakanlarda israftan kısıntı yapmaya, savurganlığa, itibardan ödün vermeye hiç niyetleri yok. Savurganlık ve israf kervanına Diyanet de katıldı.
Kamuoyu yoklaması yapanlar, halka erken seçimi de soruyorlar; Erken seçim olmalı diyenlerin oranı, yüzde 46 iken, istemeyenlerin oranı yüzde 40’lara düştü. Gidişattan umudunu kesen halk çareyi erken seçimde arıyor.
İktidar her yeni yılda açıklıyor; “Enflasyon tek haneli rakamlara düşecek” gerçekte halk üç haneli rakamlarla boğuşuyor. İnmenin tersine enflasyon daha da artıyor.
AKP’ye inanıp 21 yıldır iktidar yapan halk, artık dayanma gücünü de, iktidara inancını da yitirdi. Çözümü erken seçimde görüyor.
Gerekçeler elbette açık ve başta ekonomi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre, yılın ilk 4 ayında, tam 4.2 milyon aileye sosyal yardım yapılıyor. Bu rakam 2017 yılında 3.2 milyondu. Yani 7 yılda yoksulluk 1 milyon artışla füze hızını yakalamış oldu.
Yapılan yardım 2023 yılı için; 192 milyar 622 milyon lira. 2024’ün ilk dört ayı için 91 buçuk milyon lira yardım yapılmış. Ekonomistlerin açıklamalarına bakılırsa yılsonu rakamı 200 milyar lirayı aşacağı tahmin ediliyor.
İktidar bu tabloyu önemli bir icraat gibi gösterse de, halkını sosyal yardımlara muhtaç hale getirmiş olmanın ayıbına hiç dokunmuyor.
Ekonomide ki bu kötü gidişin düşmesi pek olası gözükmüyor. Vergi ve zamların ardı arkası kesilmiyor. Bu nedenle kitleler umudunu erken seçimde aramak zorunda kalıyor.
Seçimler nedeni ile bedava elektrik ve doğalgaz devri de bitti. Şimdi onları geri alma zamanı, Temmuzdan sonra elektrik ve doğalgaza gelecek doğurgan zamlarla seyret gümbürtüyü, ortalık yangın yerine dönecek. Çoğu ekonomistlerin otak görüşü de bu yönde.
Ülkede genel görünüm başta pahalılık ve zamlar iken, halk erken seçime umut bağlamasın da ne yapsın?