Siyasetin gerginleştiği ve seviyesini kaybeder olduğu bir ortamda, siyasetçilerimizin gaf dolu sözlerinden seçmelerle biraz olsun gülümsemek iyi olur diye düşündüm.
Ve de bu nedenle günümüz ve önceki siyasi liderlerden bir derleme yapmak istedim.
***
İşte Erdoğan’dan gaf dolu seçmeler:
-2006 yılında Balıkesir’de TOKİ konutlarının anahtar tesliminde, “artık şehit cenazesi istemiyoruz” diyen vatandaşa, “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” demişti.
-“Bir insan hem Müslüman hem de laik olamaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında Eskişehir mitinginde, “Evlatlarıma helal lokma yedirmedim” demişti.
-Ve yine 2014 yılında Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde, “Amerika’yı Kolomb değil 1178 yılında Müslümanlar keşfetti” demişti.
***
İşte Kılıçdaroğlu’ndan gaf dolu seçmeler:
-AK parti için, “Analarından emdiği sütü memelerinden getiren parti” diyen Kılıçdaroğlu, “Bir Cumhurbaşkanı her şeye maydanoz olmaz. Ama her şeye maydanoz oluyor” demişti.
-Erdoğan’nın Başbakanlık döneminde ise “Biz Sayın Başbakan gibi söz verip sözümüzde duran insanlardan değiliz” demişti.
-Ve bir seçim konuşmasında “Adıyaman, Akdeniz’in parlayan bir yıldızı olmak üzere” diyen Kılıçdaroğlu, 2015’te Zonguldak’ta bir toplantıda “Hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da 7 Haziran sonrası CHP iyi bir politika izledi diyemez. Eğer vicdanı varsa” demişti.
-Ve de 31 Mart 2019 seçimi için, “Mart’ın sonu bahar olacak. İstanbul’a bahar gelecek. Ankara’ya bahar gelecek. Adana’ya, Mersin’e, Antalya’ya bahar gelecek…” demişti.
***
İşte Tansu Çiller’den gaf dolu seçmeler:
-Bir konuşmasında topluluğa “Cenab-ı Allah’ı size emanet ediyorum” diyen Çiller, İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde hitap ederken “Sevgili Zeytinburunlular” der.
-Yine bir konuşmasında “Bu hükümet açıkça bir halüsü… hasülü… halasü… hasüsü…” der. (halüsinasyon demek ister ama bir türlü söyleyemez.)
-Samsunlulara “Merhaba Antalya” diye hitap eden Çiller, Başbakan iken Sivas’taki kanlı Madımak katliamı için “Otelin etrafındaki vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır” der.
***
Ve işte Ahmet Davutoğlu’ndan gaf dolu seçmeler:
-Hak-İş’in 13’üncü Olağan Genel Kurulu’nda, “Hakkın, emeğin, adaletin konuşulduğu bu salondan dünyaya bir kez daha haykırıyorum: Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız” der.
-DEAŞ ya da diğer adıyla IŞİD için, “Onların kafasındaki İslam ile Türkiye’de yaşanan ve bizim savunduğumuz İslam arasında 180 derece değil 360 derece fark var” der.
***
Ve de hem espri hem de hazır cevap yeteneği ile Türk siyasetinin gelmiş geçmiş en renkli kişisi Süleyman Demirel’den gaf denilemeyen seçmeler:
-“Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz” diyen Demirel, petrol krizinde “Türkiye’de petrol vardı da biz mi içtik?” der.
- “Ecevit Anadolu çocuğu, Erbakan İslamcı çocuğu da biz oros… çocuğu muyuz?” diyen Demirel, “Enflasyon düşüyor, domatesten biberden buluyorlar. Çıkıyor, benden buluyorlar” der.
-Derin devlet nedir sorusuna “normal devletin raydan çıkmış hailidir” diyen Demirel, Türkiye’nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz sorusuna “iyi” der. Ama iki kelimeyle özetlememi isterseniz “iyi değildir” der.
Demirel Türkiye’nin AB’ye giriş koşullarını ise şöyle özetler:
“AB’ye girmek isteyenler sınava alınıyor. Bulgaristan sınava giriyor, ‘Atom bombası ne zaman atıldı’ diye soruyorlar. ‘1945’ diyor. ‘Geçtin’ deniyor. Sonra Romanya sınava giriyor. ‘Atom bombası nereye atıldı’ deniyor. ‘Japonya’ diyor. ‘Sen de geçtin’ deniyor. Türkiye’ye sıra gelince, ‘Atom bombası atıldıktan sonra ölenlerin isimlerini, soyadlarını, doğum yerlerini, mesleklerini’ söyle deniyor.”
-Ve Azerbaycan’da Demirel onuruna görkemli bir yemek veren Devlet Başkanı Haydar Aliyev, “Süleyman gardaşım, dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı siyasi pezevengi” der. Demirel ise Aliyev’e döner “Sen de az pezevenk değilsin” der.
(Azeri dilinde pezevenk, başarılı ve yetenekli demektir.)
***
Elbette tüm bunlara:
Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” ve “Biraz da küçük Turgut’la oynasınlar” gibi gafları…
Deniz Baykal’ın “Füzelerle savaş kazanabilirsiniz, ama füzelerin üzerine oturamazsınız” gafı…
Ve de Devlet Bahçeli’nin 2015’te seçim beyannamesini açıklarken söylediği, “Kutuplaşmaya, karmaşaya, krize, kargaşaya, kaosa, kavgaya ve karanlığa bizimle yürü Türkiye” gafı da eklenebilir.
Evet, iktidarın ya da muhalefetin istediğini bulduğu ya da bulamadığı böyle bir ortamda, bu gafları ve bu sözleri hatırlamak ve hatırlatmak uygun oldu mu? Bilemiyorum.