Bir Hint masalındaki fare, kedi korkusu nedeniyle sürekli endişe içinde yaşamakta ve kedilerin yaşamına gıpta ile bakmaktadır. Çevresindeki tanıdıkların önermesiyle büyücüye giderek durumunu anlatır ve kedi olup bu korkudan kurtulmak istediğini söyler. Büyücü de durumuna acıyıp onu bir kediye dönüştürür.
Kedi olan fare, ilk birkaç gün çok mutlu olur. Ancak, aniden karşısına iri bir köpek çıkıp onu kovalayınca bütün neşesi kaybolur ve bu kez de köpekten korkmaya başlar. Çözüm bulması için yeniden büyücünün yanına koşup ağlayıp sızlayınca, büyücü bu kez onu kaplana dönüştürür. Yeni kimliğinden çok memnun olan fare, tüm korkularını geride bıraktığını düşünerek ortada gezip dolaşırken, aniden çok yakından ateşlenen bir silahın sesiyle irkilir ve tüylerini yalayarak geçen kurşundan kıl payı kurtulup koşarak ormana saklanır.
Kaplan olan faremiz, bu kez de avcı korkusu yüzünden sürekli saklanmak zorunda kalmakta ve mutsuz olmaktadır. Yine büyücünün ayaklarına kapanarak buna da bir çözüm bulmasını ister. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmesi mümkün değildir. Sonunda onu tekrar eski haline dönüştürür ve; "Sana yardım edemem. Çünkü senin korkun cinsinden değil, yüreğinin küçüklüğünden kaynaklanıyor." diyerek oradan uzaklaşır.
Ne yazık ki, biz insanların da büyük bir çoğunluğu böyledir ve yüreğinin küçük olması nedeniyle korku içinde yaşarlar. Sürekli olarak olumsuzlukları ve korkularıyla iç içe olduğu için de ileriye dönük hiçbir adım atamaz. Dümdüz ve silik bir yaşamdır onunki, risk yoktur. Korkusu nedeniyle tüm yeniliklere ve gelişmelere de karşıdır. Nasıl geldiyse öyle gider. Ne varlığı ne de yokluğu hissedilmez.
Peki, “insanların hepsi mi böyle” derseniz, kocaman bir “hayır” derim. Çünkü arada bir de olsa öyle koca yürekliler çıkar ki, yalnızca kendini ya da çevresini değil; tüm ulusu hatta dünyayı değiştirir.
Mustafa Kemal gibi…
DÜŞÜNEN SÖZLER:
“SHAKESPEARE” der ki:
v İnsanların çoğu düşünmekten korkar, sorumluluk getireceği için...
v Konuşmaktan korkar, eleştirilebileceği için...
v Duygularını ifade etmekten korkar, reddedilebileceği için…
v Sevmekten korkar, kaybedebileceği için...
v Sevilmekten korkar, sevilmeye layık olmadığı için…
v Yaşlanmaktan korkar, gençliğinin kıymetini bilmediği için...
v Unutulmaktan korkar, dünyaya iyi bir şey vermediği için...
v Ve ölmekten korkar, aslında yaşamayı bilmediği için...
Kısacası korku, bilinci kilitler.