Önce Gazze…
İsrail’in Gazze’de soykırımı 7 Ekim 2023 günü başlamıştı. Ve bugün 21 aydır devam etmekte…
Evet, günlerce Gazze'ye bombalar yağdırıldı. Evler, okullar, hastaneler, mülteci kampları, çadırlar, camiler, kiliseler, BM tesisleri yerle bir edildi. Adeta taş üstünde taş bırakılmadı.
Ve Gazze bir enkaza ve Gazze bir toplu mezara dönüştürüldü.
Yani Gazze, Siyonist İsrail tarafından tam 21 aydır karadan, havadan ve denizden bombalandı ve de bombalanmakta…
Ve de Gazze’de büyük bir soykırım yapıldı ve yapılmakta.
Ama Arap dünyası sessiz… Arap dünyası gözünü kapatmış… Arap dünyası kulaklarını tıkamış, Gazze’deki çığlıkları duymaz olmuş…
Birleşmiş Milletler ise ABD politikalarını onaylayan bir kuruma dönüşmüş…
Peki, Gazze’de nükleer bombalar mı üretiliyordu? Hayır…
***
Ardından Lübnan…
Siyonist İsrail yönetimi, Gazze'deki soykırımla yetinmedi ve rotayı Lübnan'a çevirdi.
Lübnan günlerce bombalandı, Başkent Beyrut bombalandı. Ve de dünya, bir savaş filmi izler gibi seyretti.
Oysaki Lübnan’daki bu gelişmeler, Gazze’den sonra savaşın çok daha büyük bir coğrafyaya yayılacağının ciddi bir göstergesi idi.
İşte faşist Netanyahu’nun, Batılı destekçilerinin yarım ağız ateşkes telkinlerini de dinlemeyerek, savaşı Gazze’den Lübnan’a taşıması tam da böyle bir işaret idi.
Ve yine Arap dünyası sessiz… Yine gözünü kapatmış… Yine kulaklarını tıkamış ve çığlıkları duymaz olmuş…
Birleşmiş Milletler ise ABD politikalarını onaylayan bir kuruma dönüşmüş…
Peki, Lübnan’da nükleer bombalar mı üretiliyordu? Hayır…
Ve ardından Yemen… Ve ardından Suriye…
Nitekim İsrail, Yemen’de iki limana savaş uçaklarıyla hava saldırısı düzenledi.
Ve 30 Eylül gecesi Lübnan’a kara harekâtı başlatırken, Suriye ve Irak’a da saldırdı. Başkent Şam'a gece saatlerinde hava saldırıları düzenledi.
***
Ve de ardından İran… Yani asıl hedef…
Gerekçe, İran’ın nükleer bomba üretimi üzerine çalışma yapıyor iddiası.
Ve nükleer silah sahibi olan İsrail, 13 Haziran 2025 Cuma gününün ilk saatlerinde 200 savaş uçağı ile İran’ı vurdu.
Hem de Ürdün hava sahasını geçerek… Hem de Irak hava sahasını geçerek… Hem de Suudi Arabistan hava sahasını geçerek… Vurdu ve geri döndü.
Genel Kurmay Başkanı ve üst düzey kuvvet komutanları öldürüldü.
Alanında ünlü bilim adamları öldürüldü.
Savaşın 10’ncu gününde de ABD devreye girdi ve nükleer araştırma merkezlerini en ağır bombardıman uçaklarıyla bombaladı.
Ama İslam Dünyası sessiz… İslam dünyası gözünü kapatmış… İslam dünyası kulaklarını tıkamış, duymaz olmuş…
Birleşmiş Milletler ise ABD politikalarını onaylayan bir kuruma dönüşmüş, adeta kuruluş kimliğini yitirir olmuş…
***
Ve bugün 13 gündür füze savaşları devam etmekte. Nerede duracağı da belli değil…
Çünkü İsrail’in duracağı yok gibidir.
Çünkü durduracak güç, Arap dünyasında ve İslam dünyasında yok gibidir.
Ve de gözler okyanus ötesine bakar olmuş, ABD’den “dur” işareti beklenir olmuştur.
-Nitekim BM gözünü dikmiş okyanus ötesine, “dur” çıkışı beklemektedir.
-350 milyonluk Arap Dünyası gözünü dikmiş okyanus ötesine, “dur” çıkışı beklemektedir.
-2 milyarlık İslam Dünyası gözünü dikmiş okyanus ötesine, “dur” çıkışı beklemektedir.
Oysaki ABD ve AB’li emperyalistler, kendi bölgesel çıkarları için İsrail’in saldırganlığını, “İsrail’in kendini savunma hakkı” adı altında meşrulaştırmaya çalışmakta, açık açık saldırı ve katliamları destekleyen bir tutum izlemektedir.
Daha da ötesi, Akdeniz’deki ABD ve İngiliz savaş gemileri, İsrail saldırganlığına destek vermek için hazır beklemekte, silah ve cephane yardımı yapmaktadır.
***
Peki, bu savaş neden çıktı?
Elbette İran’ı sindirmek için… İran’ın petrol ve doğalgazına çökmek için…
Ve de Ukrayna üzerinden Rusya nasıl sıkıştırılıyor ise İran’dan giden petrole el koyarak Çin’i sıkıştırmak için…
Çünkü bu proje bir ABD projesidir.
Ve de İsrail, başta Amerika olmak üzere küresel emperyalizmin Ortadoğu’daki garnizon devletidir.
Elbette İran’la olan bu kavganın bir öncesi de vardı. Ve de İsrail’in henüz devrede olmadığı bir dönemde, yani 1953’te başlamıştı… (yarınki yazımın konusu)