Çorum için 500 bin kent nüfusu ve 80 bin üniversite öğrencisi hedefini ortaya koyduk; kimi istihzalı bir biçimde tebessüm etti, kimi “olmayacak duaya amin diyorsunuz” der gibi dudak büktü. Ama pek çok hemşehrimiz, iki gündür, tebrik için, teşekkür için, “sizin gibi düşünüyoruz” veya “yanınızdayız” demek için arıyor.
Biz ise hayallerimizin arkasından yürümekte kararlıyız. Çünkü, hayali olmayanın geleceği de olmaz. Ve Çorum sevdamız, her şeyin önüne geçecek kadar güçlüdür. Barış, kültür-sanat ve turizm kenti, bölgesinin sanayi, ticaret, eğitim ve sağlık merkezi “Büyük Çorum” için yeni bir vizyon ortaya konulmasına katkı çabamızı, sabırla ve samimiyetle sürdüreceğiz.
Öncelikle üzerinde durulması gereken noktalardan birinin, “Çorum ekonomisinin ayakta durabilirliği” olduğuna inanıyoruz.
Çorum, sanayileşme hamlesini başlatarak büyüme yoluna girmişti, ama bu süreç tamamlanamadı, gelişme duraksadı. Birlikte yola çıktığı kimi kentler tarafından “açık ara” geçildi. Çünkü, Çorum’un sahibi yok! Ankara’da güçlü biçimde temsil edilemediği için, eline vurulup ekmeği alınıyor; “üvey evlat” muamelesine maruz bırakılıyor.
Çorumlu’nun dişiyle tırnağıyla oluşturduğu sanayi kuruluşları, son yıllarda yaşanan, ama -korkudan- kimse tarafından açıkça dile getirilemeyen “ekonomik kriz” nedeniyle 7.5 şiddetinde deprem görmüş yapılar gibi sallanıyor. Kimileri maalesef çöküyor, kimileri küçülüyor, kimileri ise çaresizce kaçınılmaz sona doğru sürükleniyor.
Yatırım tercihlerinde isabetsizlikler, işletme hataları elbette olabilir, ama bu gibi çöküşlerde ağırlıklı neden konjonktüreldir. Ekonomi daralır, finansal güçlükler baş gösterir ve firma batma noktasına gelir. Bizim “fitne, fesat, haset” diye sık sık ifade ettiğimiz üzere, şehir kamuoyu, sarsıntıları bir tür “keyif” alarak izlerse, bire bin katarak “dedikodu” şehvetine kapılırsa, batmayacak firma bile batar!..
Keyfi ve günübirlik kararlarla yönetilmeyen, evrensel kuralların geçerli olduğu ekonomilerde, yatırımı ve yatırımcıyı koruyan, ama bir yandan da küresel yarışa uygun bir yapılanma için zorlayan mekanizmalar vardır. Çorum’un da ihtiyacı budur: Koruma ve doğru yönlendirme…
Çorumlu’nun alnının teriyle oluşturduğu sanayi kuruluşlarını kaderine terketmek, fırtınalar karşısında korunaksız bırakmak, “yerli ve milli sanayi” yönelimi bir yana, liberalizmin ruhu ile de bağdaşmaz.
“Büyük Çorum” hayalini kuracaksak eğer, önce, Çorum ekonomisindeki çöküşü durduracak desteklerin sağlanması için, merkezi hükümet nezdinde güçlü ve etkili girişimlerde bulunmak zorundayız. Aksi halde, Çorum’daki devasa özel sektör kuruluşlarından bir kısmının, Holywood dekorları gibi “arkası boş” hale geldiğine tanık olmamız hiç de uzak ihtimal değildir.
Zora girecek her bir sanayi kuruluşu, ya da büyük ticari firma, beraberinde kaç esnafı olumsuz etkiler, kaç aileyi ekmeğinden eder, bir hesaplar mısınız? Onun için, Çorum ekonomisinde yaraların sarılmasına yönelik durum tespitinin ivedilikle yapılması ve önlemler paketinin ülke ekonomisinden sorumlu mercilere ulaştırılması gerekir.