
Oluk Dolduran Kara Üzümler.
Zaman ilerleyince, birisi, bağ ve üzümle ilgili bir mani söyler, bunun arkasından, aşıkların atışmaları gibi, karşılıklı mani atışması olur, bir ‘karık’daki kızdan diğer karıkdaki kıza gönderme yapılırdı. Bu atışmalardan, sepetleri taşıyan bekar delikanlılar da nasibini alırdı. Ayrıca sesi güzel delikanlılar söyledikleri türkülerle bağ bozumuna renk katardı.
Söylenen maniler çoğunlukla bağ ve üzüm üzerine söylenmiş olsa da, söyleyenin düşüncesini, kalbini, niyet ve arzusunu da yansıtırdı. Şöyle ki:
Şu Çorum’da bağlar var
Yüksek yüksek dağlar var
Kızı alır giderim
Arkasında ağ(a)lar var
Çorum’un bağlarına
Kar düşmüş dağlarına
Güzel sevmek suç mudur
Gençliğin çağlarına
Bağda üzüm toplarım
Tevek tevek atlarım
Yari ele geçirirsem
Ben koynumda saklarım
Köyümüzün içi bağlar
Dereler coşup çağlar
Öyle güzel sevilmez mi
Benim için her gün ağlar
Bağa girdim depilmiş
Karıkları ekilmiş
Elma yanaklı yarim
Odasına çekilmiş
Bağa girdim üzüme
Çubuk değdi gözüme
Çubuk gözün kör olsun
Yar göründü gözüme
Bağ başında gezerim
Bağda üzüm keserim
O yar bize gelmezse
Ömür boyu küserim
Şu asmanın üzümü
Dinle benim sözümü
Baban seni vermezse
Göremezsin yüzümü
Kavaklarda üzüm yok
Bizim köyde güzel çok
Ben birini seviyom
Başkasında gözüm yok
Üzüm toplarım üzüm
Nasihattır her sözüm
Neredesin sevdiğim
Seni arıyor gözüm
(SÜRECEK)