Bir ülke düşünün ki her güne yeni bir cinayetle, yeni bir taciz-tecavüz çirkinliğiyle, yeni rant ve çıkar çatışmalarıyla, yeni bir hukuksuzlukla başlasın…

     Bir ülke düşünün ki dalından tek bir yaprağın bile koparılmasına izin vermeyen en güçlü emperyalist ülkelerden biri olan Kanada şirketi AlamosGold ve diğer altın arama şirketleri tarafından dağı taşı yerle bir edilsin…

     Bir ülke düşünün ki içme suları altın arama yolunda siyanürle zehirlensin, yurttaşı bu suyu içmek ve kullanmak zorunda bırakılsın…

     Bir ülke düşünün ki yerli ortaklarını yazgısını yabancı devlet şirketleriyle bütünleştirip, kasalarını doldurmak üzere dağlarımızı çıplak gezen kral soytarılığı ve vurdumduymazlığı ile çöle çevirsin…

     Bir ülke düşünün ki ormanını, yeşilini, doğasını, suyunu koruyan köylülerin ve doğa dostlarının üstüne kıyım yapan şirket çalışanı kurşun yağdırsın…

     Bir ülke düşünün ki Artvin-Borçka’da doğayı savunanlara destek veren Reşit Kibar acımasızca katledilsin…

     Bir ülke düşünün ki Antalya’da taş ocaklarına ve çevre kıyımına karşı dernek kuran ve doğayı korumaya ant içen bir çift (Aysin ve Ali Büyüknohutçu – 18 Ekim 2017) evlerinde öldürülsün.

     Bir ülke düşünün ki hak, hukuk ayaklar altında çiğnensin…

     Bir ülke düşünün ki sokağına, semtine, bölgesine, ülkesine sahip çıkan yurttaşını yargılamadan tutuklasın…

     Bir ülke düşünün ki çocukları okula aç gitsin…

     Bir ülke düşünün ki ülkeyi yöneten iktidarı kendi geleceğini emanet edeceği çocuklarına ücretsiz bir bardak sütü ve bir öğlen yemeğini çok görsün…

     Bir ülke düşünün ki emekçisi geçinemiyoruz diye haykırırken yöneticileri saray üstüne saray yaptırsın…

     Bir ülke düşünün ki üreticisi tüccarın ucuza kapatmak istediği ürününü yollara döksün…

     Bir ülke düşünün ki üreticileri traktörleriyle kentin caddelerinde tarımın öldüğünü ilan eden duyurularda bulunsun…

     Bir ülke düşünün ki komşularının toprağına göz diksin…

     Bir ülke düşünün ki yurttaşları yeter artık, yönetemiyorsunuz diye meydanları doldursun…

     Bir ülke düşünün ki limanı, yolu, havaalanı yabancı şirketlere ve yerli ortaklarına satılsın…

     Bir ülke düşünün ki limanlarına bölgemizi kana bulayan saldırganı desteklemek üzere savaş gemileri üşüşsün…

     Bir ülke düşünün ki sağır sultanın bile beşli çete diye bildiği şirketler ülke gelirinden fazlasını kasalarına doldursun…

     Bir ülke düşünün ki ülke insanlarının büyük çoğunluğunun yüzü gülmesin, mutluluk hayal olsun…

     Bir ülke düşünün ki yetiştirdiği doktor, mühendis, sanatçı geleceği yurt dışında arasın…

     Bir ülke düşünün ki bilimi, matematiği, felsefeyi, çağdaş düşünceyi rafa kaldırsın…

     Bir ülke düşünün ki çağdaş uygarlık gelişiminde refah içinde yaşayan ülkeler sıralamasında yerlerde sürünsün…

     Daha

“Nesini söyleyim canım efendim”?

Bundan gayrı

“Düzen tutmaz telimiz bizim.”

Işıklar içinde uyu Reşit Kibar, ışıklar içinde uyuyun sevgili Aysin ve Ali Büyüknohutçu’lar.

Işıklar içinde uyuyun sevgili insanlık ve doğa dostları.

Sizleri unutmadık, unutmayacağız.

Sami Aydoúan 2-1

Sami Aydoúan 1-1