Gariban halkın, kamyonunu, tırını, otobüsünü, yakıyor. Sivil asker demiyor halk otobüsünün içinde diri diri yakıyor. Bazı parti liderleri hâlâ caniyi, katili, teröristi kayırıyor. Kimse ceza almıyor. Devlete resmen aşikâr düşmanlık yapmak serbest hale geldi. Hiç ama hiç cezası yok. Ölüm cezası kalkmış. Bir terörist elli asker öldürse, elli de sivil öldürse, elli de kamyon yaksa cezası, ömür boyu, devlet korumasında hayat garantisi. 
Bilakis bizim yasalarımız diyor ki:  
Yani bu mazlum ve masum millet, çocuğunu veya babasını öldüreni vergisi ile hapiste ömür boyu beslemekle cezalandırılıyor. Böyle bir ülkede terör ve cinayetin bitmesi mümkün değil.  
Bilge köyünde caniler spor olsun diye kadın ve çocuk demedi 45 masum sivili öldürdü. Cezası ne oldu? Canavarları besliyoruz. İhtimaldir ki birkaç sene sonra affa uğrarlar. Gidip tekrar terör örgütüne katılırlar.  
Terörist 500 ayrı noktadan- bin noktadan ülkeye giriş yapıyor. Dağ başlarına yüzlerce karakol yapmışız. Eksi otuz derecede Mehmetçik, terörist gözetliyor. Hain nereden gelecek, bulamıyorsun, bilemiyorsun. Karşı tepeye gelip sinsice konuşlanıyor. Karakolumuzu gecenin kör karanlığında karşı tepeden roket atışına tutuyor. Teröristi askerin yarısı ölünce fark ediyoruz. Biz ancak şehit verdikten sonra ve onlar kaçmaya başladıktan sonra peşlerine gidiyoruz. Gidiyoruz ama tuzaklanmış yollardan. Mayınlı yollardan. Askerimiz yarısı ölüyor kalan yarısı tuzaklanmış yollara düşüp it kovalıyor. Bu defa mayın ile ölüyoruz. Hep kazanan onlar. Hep aktif olan onlar. Hep inisiyatif onların elinde.  
BÖYLE SAVAŞ KAZANILMAZ!. 
Hep sivrisinekle uğraşıyoruz. Bataklığı kurutmuyoruz. Sivrisinekler sonsuz özgürlük ile hareket ediyor. Bizim asker belli noktalarda yani açık hedef olarak gözetleme yapıyor. Hainler karşı tepeden, (ki havadan havaya- kuş uçuşu mesafe 300 metre, 500 m., 1000 m.,)  rahatlıkla hazırlığını yapıp ateşe başlıyor. Yarım saat sonra önceden belirlediği kamufle edilmiş mağaralara girip mışıl mışıl uyuyor. Mehmetçik’in karşı tepeye varması altı –yedi saati bulur. Uçak ve helikopterler ise mağarada saklananları zaten göremiyor. Yani dünyanın en zor şartlarında, her şeyin aleyhimize olduğu bir ortamda hainlerle, kalleşlerle, alçaklarla mücadele ediyoruz. (Savaş değil mücadele ediyoruz) Arazi, hainlerin her türlü alçaklığı yapmalarına müsait. Hep önce onlar saldırıyor, hep önce onlar öldürüyor, hep onlar aktif ve inisiyatif onlarda. Onların riski az, bizim riskimiz çok.   
Böyle giderse, yüz sene kazanamayız.
Böyle bir çözüm olmaz.
Çözüm bataklığın kurutulmasıdır.
Şimdi ne yapacağız?  
Terörü nasıl sıfırlayacağız? 
40 yıldır yaptığımız gibi sivrisinekleri mi kovalayacağız? 
Yoksa bataklığı mı kurutacağız.  
Peki nasıl? 
Sayın Komutanlarım,
Polis hırsızı 195 kere yakalıyor ve mahkeme 195 kere bırakıyorsa orada hırsızlık bitmez. Asker, teröristi arazide vurursa ne âlâ; vurmaz sağ yakalayıp adliyeye teslim ederse ve adliyemiz, teröristi beş sene sonra salarsa terör asla bitmez.  Savaş düşmanın imhası ile kazanılır. İkiyüzlü Avrupa bunu çok iyi bildiği için, terörist imha olmasın, ölmesin diye ceza yasalarımızı maalesef katillere ödül veren yasalara çevirttiler. Hapishaneler beş yıldızlı otel gibi. Neredeyse terör kışlasına dönüştü.   
Ne yazık ki, AB’ne gireceğiz diye ,  demokrasi diye, teröriste çok taviz verildi. Çok hata yapıldı. Yasalarımız o kadar yumuşatıldı ki, hırsızlık ile teröristlik aynı kefede. Devleti takan yok. Üstelik mecliste dokunulmazlığı olan ve bütün işi gücü teröristi korumak olan maaş verdiğimiz, hainlerin destekçileri var. İhanetlerini fütursuzca yapıyorlar, ceza almıyorlar.  
DÜŞMAN, BÜTÜN VATAN SATHINDA VE DIŞARIDA İMHA OLMAZSA SAVAŞ KAZANILMAZ 
Düşman dimdik karşında iken onlarla barış da yapılmaz. Düşman tamamen köşeye sıkışırsa, imha edileceğini görürse, ya teslim olur veya senin barış şartlarını kabul eder. Bunu askerî personelimiz ve tarihçilerimiz çok iyi bilir. Tarih boyunca bu böyle olmuştur. Kim güçlü ise kuralları o koyar.  
Çözüm süreci belki iyi niyetle yapıldı ama hainlere bir kere taviz verdin mi arkası gelir. İşte gördük. İyi niyetten anlamadıkları belli oldu. Belli oldu ama ne kadar canımızın yandığı da ortada. 
Bu yüzden, kırk yıldır aynı kısır döngü devam etmektedir. Hain Avrupa ve hain Amerika terörist ölmesin; terör bitmesin diye her türlü manevrayı yaptı, yapıyor ve yapmaya devam edecek. Ne yazık ki 35 yıldır bu tuzakları yuttuk. Bizim iktidarlar, Avrupa’nın da Amerika’nın da terörist kadar hain olduklarını düşünmeyip, onları NATO’da müttefikimiz olarak kabul edip, onlara inandılar. Taviz vere vere olay doğuda ayrı bir Kürdistan haritasına kadar geldi. Ne tuhaftır ki bu Kürt faşistleri aynı zamanda, Kürtlere 45 sene soykırım yapan Ermenilerin de en candan dostu! Bu da ayrı ve önemli bir konu!  
ÇÖZÜM 
Düşmanın, hainin gırtlağına çökersin, hain kaçacak yer bulamaz “barış” ister. Bütün kuralları sen koyarsın ve barışı sen tesis edersin. Barış o zaman gelir. 
Yoksa adam gibi bir devlet, devlet gibi bir devlet,  asla ve asla hain ile cani ile eşit şartlarda anlaşma yapmaz.  Avrupa, Amerika ve Rusya düşmanı imha ediyorken, bize anlaşma yap diyorsa; burada bir yanlışlık, bir şeytanlık var demektir.  
O halde yapılacak iş, haini ininde basmak ve orada yok etmektir. Bataklığı kurutmaktır. Bataklık, uzaktan flit sıkılarak kurumaz.  
20 Eylül 2016 
GENELKURMAY’IN CEVABI
20 Eylül 2016 tarihli e-postanız incelenmiştir.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelik göstermiş olduğunuz hassasiyet nedeniyle teşekkür ederiz.
Genelkurmay Başkanlığı
21 Eylül 2016