Yüz yıllık Cumhuriyet tarihimizde, ülkemin en üst düzeyde, belki de hiç tepki gelmeyeceğini bilmenin verdiği rahatlıkla, uluorta bir açıklamayla son derece alçaltıcı bir söylemle karşılaşması beni son derece rahatsız etti. ABD Dışişleri Bakanı Rubio öyle yenilip yutulmayacak bir açıklamayla ulusal onurumu zedeledi. Ben bir birey olarak ‘rencide oldum’. Yetkililerden dişe dokunur bir tepki gelmemesi beni daha da rahatsız etti. Bir yurttaş olarak, beni derinden üzen ve ülkemin geleceği açısından son derece kaygılandıran bu açıklamaya, Türk toplumunun onurlu bir bireyi olarak bir karşılık vermeyi zorunlu görüyorum.
Her kişi içinde bulunduğu, yetiştiği, adet, gelenek ve görenekleriyle ekinsel/kültürel özellikler kazandığı toplumun saygıdeğer bir bireyidir. Hakları ve varlığıyla o toplumun yadsınamaz bir parçasıdır. Aksi düşünülemez. Aksi ya etik dışı davranışları nedeniyle, ya cinayet gibi suçlarla toplum dışına itilmişliktir ya da bir başka devlet çıkarına hizmet etmek gibi toplumun temel varlık nedenlerine aykırı bir tutum içine girmektir ki asla kabul edilemez.
Rubio ne demişti?
“Türkiye de dâhil tüm ülkeler, dâhil olmamız için yalvarıyor. Bakın, bu insanlar dışarı çıkıp söylemek istediklerini söylüyorlar, ama günün sonunda bir şey yapılmasını istediklerinde Beyaz Saray’a gelmek istiyorlar…
… Gerçek şu ki; bugün toplantılarımız var ve liderler toplantılara katılmak için yalvarıyor. Arayıp ‘Biz de dâhil olabilir miyiz?’, ‘Başkanın elini sıkmak için bana beş dakikanızı ayırabilir misiniz?’ diyorlar.” (Gazete Diken)
Ne kadar aşağılayıcı, onur kırıcı bir küstahlık!
85 milyonluk bir ülke böylesi bir aşağılanmayı sindiremez, sindirmemelidir.
Ortadoğu’yu kana bulayan İsrail’in arkasındaki en büyük güç olan ABD Başkanı Trump ile beş-on dakikalık görüşme sağlayabilmek, yan yana görünmek için dünya liderlerinin sıraya girdiğini yoruma yer vermeksizin en yüksek perdeden duyurmak esasen tüm dünyaya meydan okumaktır. Rubio büyük bir küstahlıkla tüm dünya liderlerine saygısızlık ediyor.
Trump iki hafta öne Ortadoğu gezisine çıktı ve denetiminde olduklarını bildiği Arap krallıklarında siyasal ve ekonomik baskılarla 3 trilyon dolarlık mal satışını onaylatarak döndü. Bu Trump için bir zafer sayılmaz. Arap krallıkları zaten Amerikan emperyalizminin piyonlarıdır ve isteklerine karşı koyamazlar. İsrail’in hiç çekinmeden Filistin’de soykırım yaşatmasının temel nedeni de budur. ABD kontrolündeki bölge rejimleri İsrail’e karşı en ufak bir adım atamaz çünkü İsrail demek ABD demektir.
Ülkemi de bu bağlamda değerlendirerek her söylediklerini uygular bir rejim görmeleri bir ulusal sorundur ve bu aşağılanmaya aynı düzeyde karşılık verilmelidir.
Irak’ta askerlerimizin teslim alınıp başına çuval geçirilmesi olayında da aynı tepkiyi vermiştim. Ulus olarak maruz kaldığımız bu küstahlık geçiştirilemez.
Mutlaka diplomatik bir dille protesto edilmeli, ABD Ankara büyükelçisi ülkesine gönderilmeli, üslerin geleceği dahil her konu üzerinde düşünülerek bu tür aşağılanmaların önü kesilmelidir.