Bizim ve de diğer tüm İslam Ülkelerinin tüm suçu, tüm açmazı, tüm günahı yobazlık.

Nerede, ne kaybediyorsak; yobazlıktan / yobazlığımızdan kaybediyoruz.

Tek bir kalkınmış, İslam ülkesi yok.

Niye yok?

Bilime sırtımızı dönecek kadar yobazız çünkü.

İlim, bilim, fen hepsi hikâye bizim için; varsa din, yoksa din.

Oysa dini de dinimizi de bilmiyoruz.

Ne biliyorsak kulaktan dolma.

Ne biliyorsak, kendi iç dünyamızda yaratıp, kendi iç dünyamızda biçimlendirip, hayal ettiklerimiz.

Kutsal Kitap’ta yazılı olanların ne anlama geldiğini ne dediğini bilmeden Arapça olarak okuyoruz.

Hırsızlığı, yalancılığı, sahtekarlığı tescilli kişi ya da kişilerin peşine, sırf “Allah” dedi diye düşüyoruz.

O nedenle de iki yakamız bir araya gelmiyor.

Dünyanın en yoksul 50 ülkesinin 32’si Müslüman ve bu 32 ülkenin devlet başkanlarının tamamı, Dünyanın en zengin ilk 500 kişisinin arasında.

Bu gerçeği bilmiyor muyuz?

Elbet de biliyoruz.

Biliyoruz ama adam her fırsatta “Allah” diyor.

Çalarsa, çalsın!

Soyarsa soysun!

Yalan söylerse söylesin!

İftira atarsa atsın!

“Allah” diyor ya, biz ona bakarız.

Oysa kendimizi kandırıyor, kendimizi aldatıyoruz.

Din bu değil.

İslamiyet bu değil.

İslamiyet akıl dinidir.

Dini(mizi), “kendi dilimizde değil de Arapça olarak yaşanmasını ve de Arapça olarak tapınılmasını” isteyen sözde din adamları yozlaştırıyor.

İslam Dinini, Tüm İslam ülkelerinde, aynı kafada sözde din adamları yönlendiriyor.

O nedenle tek bir kalkınmış İslam devleti yok.

Alın size bir İslam Ülkesi olan Afganistan.

Her konuda yerlerde sürünüyor.

Kafalarını dinle bozmuş ülkelerin başında geliyor.

Son icraatlarını biliyor musunuz?

??!!...

Uçurtmayı yasaklamışlar.

Nedenini biliyor musunuz?

??!!...

Uçurtmalar meleklerin ayaklarına dolanıyormuş!

İnanca, yobazlığın boyutuna bakar mısınız?

Ya bizim yobazlar?

Örneğin, Cübbeli Ahmet, O ne diyor?

Gökte yıldızlar kayıyor diyorlar. Ne kayması? Melekler, şeytanların kafasına taş atıyor, taşşş!

Fransız filozof ve matematikçi Marquis de Condorcet ne diyor?

Filozofların aydınlatmadığı toplumları şarlatanlar aydınlatır

Aradaki fark bu işte.

Fransa ile aramızdaki fark bu işte.

Ya da diğer gelişmiş ülkelerle…

*    *    *

Bu tür zırva düşüncelerden arınmış İslam Ülkesi yok mu?

Var elbet.

İşte Tunus.

Tunus da halkının tamamı Müslüman olan bir ülke.

* Cumhurbaşkanını halk, başbakanını parlamento seçiyor.

* Nüfusu 9 milyon. Ülkede hemen her konuda eğitim veren 35 üniversite, 80 kolej var. İlkokul birinci sınıftan, master veya doktoraya kadar tüm eğitim ücretsiz.

* Aile planlaması yasası, 1956 yılında hazırlanmış. Bu yasa gereğince her aile 3'ten fazla çocuk yapamıyor.

* Resmi nikah, tek geçerli aile sistemi. İmam nikahlı ikinci eş, yasalarla yasaklanmış.

* Ülke, çevre değerlerini kabul ettiğinden her yer tertemiz. Çünkü çevreyi kirletenler hapis cezası ile cezalandırılıyor.

* Türban resmi daireler ve eğitim kurumlarında yasak ancak sosyal yaşamda serbest.

* Yılda bir kez ağaç festivali düzenleniyor. Festival sırasında herkes bir ağaç dikiyor.

* Din ve devlet işleri tamamen birbirinden ayrı. Hemen her konuda tam bir laiklik abidesi.

* Her öğrencinin birinci lisanı Arapça, ikinci lisanı Fransızca. Bunun haricinde, isteyenlere 5 yıl İngilizce eğitimi veriliyor.

* Ülkenin dış borç gibi bir derdi yok.

* Her taraf çiçek, çimen ve ağaçlarla süslenmiş. Bunları koparan, yolan, sertifikasız ağaç budayan herkese hapis cezası veriliyor.

* Sokaklarda gezen tek bir başıboş kedi veya köpek yok. Bizde olduğu gibi “hayvanseverlik istismarı” yapılmıyor.

* Emeklilik yaşı 60 olarak belirlenmiş. Her vatandaş vergisini vermekle gurur duyuyor.

* Devlette hortumculuk şimdiye kadar hiç duyulmamış ve görülmemiş.

* İthalattan çok yerli üretime önem veriliyor.

* Siyasette 4 parti var. Bu yıl yapılacak başkanlık seçimine 2 aday katılacak. Hükümette 24 bakan var.

* Bu ülkede ezan okunurken mutlaka durup dinlersiniz. Zira hiçbir minarede sonuna kadar açılmış, patlak hoparlörler yok. Müezzin şerefeye kadar zahmet edip çıkar ve oradan okur. Ve gerçekten çok güzel okur, herkes de onu huşu içinde dinler.

* Çöldeki bedevi bile ana dili gibi bir yabancı dil konuşur.

* Ne tarihi dokuları ne de cennet gibi bir doğaları var. Aslında, yılan, akrep ve çölden başka hiçbir şeyleri yok. Ama yılın 12 ayında dört bir yanı turistle doludur.

* Ülke büyüklüğü bizimkinin BEŞTE BİRİ. Nüfus ta yaklaşık SEKİZDE BİRİ kadardır!

* Ve Tunus'un efsanevi kurucu lideri Habib bin Ali Burgiba’nın (1903 – 2000) tam bir ATATÜRK hayranı olduğu anlatılır ve bilinir... Ülkesini biçimlendirirken, her zaman Atatürk’ün fikirlerini esas aldığını söylenir.

Ve…

Ve konu Atatürk olunca bizim için de bir şey söylediği dillendirilir.

“Nankörsünüz, nankör…”