Evet, Tanrı konuşsaydı eğer şunları söylerdi her birimize herhalde!

…Ben, evreni 4 temel fizik yasasına göre planlayıp, programlayıp düzene koydum.

Kurduğum düzen 4,5 milyar yıldır, bir nanometre sapma olmadan dengeli bir biçimde, işlerliğini sürdürüyor.

Sizin, gezegeninizi de planlarken; bu fizik yasalarının yanı sıra, DOĞA yasalarını da programladım ve işlerliğe koydum.

Bu düzen 4,5 milyar yıldır da  böyle devam etmekte…

Bu DOĞA yasaları içinde;

Depremler,

Yanardağ patlamaları,

Fırtınalar,

Yağmurlar,

Buzullar,

Sıcak – soğuk, ılık iklim koşulları ve sizin gezegeninize özgü bir atmosfer tabakası oluşturdum.

Bütün bu Evren ve Gezegen yasalarının yanı sıra, sizlere de düşünüp, irdeleyip, sorgulayıp ders çıkarıp doğruyu bulasınız diye de "AKIL" verdim.

Fakat sizler, hiçbir zaman bunları kullanmadınız ve her DOĞA olayından beni sorumlu tuttunuz, hatta utanmadan suçladınız. Bazılarınız, haddini aşarak; “fıtrat” dedi, “kader” dedi. Oysa ki hiçbiri ne fıtrat ne de kaderdi.

Ben sizler için daima iyilik ve güzellik verdim, veririm.

Depremler faydalıdır.

Yanardağ patlamaları faydalıdır.

Gezegenin çekirdeğinde bulunan, her türlü madenleri, yeryüzüne çıkarır.

Ve sizlerin faydasına sunarım.

Toprağı, mineraller ile zenginleştirir, çeşitli ve bol ürün almanızı sağlarım.

Benim, planım ve programım budur.

Ama, sizler ne yaptınız ya da ne yapıyorsunuz?

Sizleri uyarmak ve bilgilendirmek için;

Tevrat'ı gönderdim. On, ana başlık altında kanunları, ilkeleri bildirdim.

Müjde, olarak İncil'i gönderdim.

Birbirinizi seviniz diye sevgiyi bildirdim.

Kur’an’ı gönderdim ve ilk sözüm de “OKU…” ydu.

Ama sizler okumadınız, okumuyorsunuz…

Size “oku” dedim ki, bilgi dağarcığınız güçlensin, düşünebilme yetiniz gelişsin.

Sizlerin bana karşı yaptığınız şekilci ibadetlerinize benim ihtiyacım yok !

Çünkü sizler ibadetlerinizde; samimi değilsiniz.

Benimle, pazarlık için ibadet yapıyorsunuz.

Mutlaka, bir karşılık bekliyorsunuz.

Oysa ki, ben sizlere akıl verdim.

Sizlerle, benim aramda hiçbir aracı yok, dedim.

“Tüm istek ve dileklerinizi, doğrudan bana bildirin…” dedim.

Sizler ne yaptınız?

Ya da ne yapıyorsunuz?

Tembelliğinizden, bilgisizliğinizden, cahilliğinizden, kolayınıza geldiği için ve dünyevi çıkarlarınıza uygun gördüğünüz için, tarikatlara, cemaatlere sığındınız, bana “densiz ortaklar" icat ettiniz.

Ve seçtiğiniz bu insanlar sizleri kullandı.

Hâlâ da kullanıyor.

Üstelik, yanlış olan tüm olaylarda; beni sorumlu tutup, suçlayarak… Ve de doğruları sanki o seçtikleriniz, kendileri yapıyormuş, algısı yaratarak…

Ben Tanrı’yım, benim azametim, gücüm kudretim var.

Bunlara rağmen, nasıl oluyor da hangi cesaretle sizler beni aşağılıyor, suçlarınızı bana yüklüyorsunuz?

Sizleri, cennet vaadi ile kandırıyorlar.

Akıl verdim sizlere; “düşünün ve de ders alın” diye, neden düşünmüyorsunuz?

Tanrı’nız olarak ben sizlere cennette 70 huri vereceğim, şarap ırmakları sunacağım, öyle mi?

Bu ne küstahlık, bu nasıl densiz bir düşünce.

Böyle bir şey benim adaletime, varlık nedenime sığar mı?

Erkeklere cennette 70 huri ha?

Hem de her cinsel ilişkiden sonra, huriler tekrar bakire olacak ha!?... Peki benim yarattığım KADINLAR ne olacak?

Utanmıyor musunuz?

Sizleri, yanlış yollara sürükleyen yalancılara aldanmaya, inanmaya devam ediyorsunuz.

Bu densiz ve aptal düşüncelere kapılarak beni aşağılıyorsunuz, ayırdında değil misiniz?

4,5 milyar yıldır işleyen dengeli bir program var gezegeninizde. Depremler, yanardağlar, fırtınalar, buzullar, yağmurlar…

Neden bu dengeyi bozuyorsunuz?

Faydalı olan depremleri ve yanardağ patlamalarını, fırtınaları; neden felaket olarak görüyorsunuz.

Doğrudan bana inanmayan Japonları, örnek vermek istiyorum sizlere…

Japonlar, depremlere karşı akıllarını kullanarak önlem aldılar ve şu anda felaket yaşamıyorlar. Çünkü Japonlar, hepinize verdiğim AKLI doğru kullanıyorlar.

Yeri gelmişken yineleyeyim; sizler bana inanıyorsunuz(!), ibadet ediyorsunuz(!); ama başınız dertten kurtulmuyor.

Japonlar, bana inanmıyor ama, tehlikesiz, refah içinde yaşıyorlar. Neden acaba?

İşte benim büyüklüğüm burada.

Ben Tanrı'yım.

Sizlere, içinizden bazılarının bilim insanı olmalarını sağladım. Jeolog, mimar, mühendis, deprem uzmanı, sismolog gibi…

Onları hiç dinlemediniz, dinlemiyorsunuz. Sonra da beni sorumlu tutarak, iftira ediyorsunuz.

Din adamı (!) maskesi altında, benim kudretimi kullanan, şarlatanlara inanıyorsunuz.

Bu şarlatanlar, bu muhteris yöneticiler gezegende; cenneti yaşarken, sizlere de öte dünyada cennet vaat ediyor sizler de inanıyorsunuz.

Aklınızı kullanın artık, aklınızı.

Ve de okuyun, araştırın, düşünün.

Şarlatanlara ve de sahtekâr inanç ve din sömürücülerine inanmayın.

Onların arkalarına düşmeyin.

Ben Tanrı’yım.

Bana inanan, inanmayan hiçbir insanı ayırt etmem.

Şunu belleklerinize kazıyın; benim sizlere ihtiyacım yok ama sizlerin bana ihtiyacı var.

Akıllı olun, aklınızı kullanın.