Bu arada bilmeyenler için söyleyelim.

(Mehmet Şükrü Saraçoğlu (1887 – 27 Aralık 1953) Türkiye Cumhuriyeti'nin 5. başbakanıdır. 

Aynı zamanda 16 Mart 1934’ten 15 Ekim 1950'ye kadar 17 yıl aralıksız Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanlığını, 1950 - 1953 yılları arasında da fahri başkanlığını yapmıştır.)

*    *    *

“Nereden, nerelere geldik?” özet başlığıyla oğlu Yılmaz Saraçoğlu babası Şükrü Saraçoğlu ile ilgili 4 anekdot anlatıyor.

Yıl 1942...

Babam, başbakan.

Aynı zamanda da Fenerbahçe başkanı.

Ankara’dayız.

Fenerbahçe’nin Ankara’da maçı var.

Kardeşim ve dayımla birlikte biz de maça gitmek istiyoruz. Ama, havamız olsun diye de bizi babamızın götürmesini istiyoruz.

Ancak babamızdan çekindiğimiz için de; bu isteğimizi kendisine söyleyemiyor, anneme söylettiriyoruz.

Annem, “çocukları maça götür” babama.

Babam da “peki” diyor.

Büyük bir sevinç ve mutlulukla; hep birlikte başbakanlık makam aracına biniyor, stada geliyoruz.

Şeref tribününe oturup, sahayı en güzel yerden seyredeceğimizi düşünürken; babam şoföre, “şurada dur” diyor.

Cüzdanından çıkardığı parayı dayıma veriyor; “haydi bakalım çocuklar, gişenin önüne geldik, gidin biletinizi alın” diyor.

Birbirimizin gözlerine bakarak; arabadan iniyoruz.

Başbakan Saraçoğlu, bu tavrıyla, …Avanta almayacak, avanta kabul etmeyeceksiniz. Suiistimalin küçüğü büyüğü olmaz… demek istemişti.

*    *    *

Yıl 1946...

Seçim bitmiş; Babam Şükrü Saracoğlu kendisini milletvekili seçen İzmir halkına teşekkür etmek için, kardeşimi ve beni de yanına alarak doğum yeri olan Ödemiş’e gittik

Donatılmış bir masaya oturduk.

Babam bira içiyor. Biz iki kardeş gazoz içiyoruz.

Ödemiş Belediye Başkanı masamıza geldi, bize dönüp, “yaşlarınız 18’den büyük, siz niye gazoz içiyorsunuz?” dedi.

“Babamızın bira içtiği masada, bize gazoz içmek düşer” diye yanıtladık bu soruyu kardeşimle birlikte.

Bunu duyan babamız garsona seslendi; delikanlı, benim birayı kaldır, bir duble rakı getir dedi... (Babanın rakı içtiği yerde, evlatları da rakının bi alt kademesi birayı içebilsin diye! )

Hoşgörüye ve zarafete bakar mısınız?

İşte biz böyle bir babaya sahiptik.

*    *    *

Babam Başbakan Saraçoğlu ile ilgili iki anekdot daha anlatmak istiyorum.

Babam, Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin balosuna gidiyor.

Müzik tatlı tatlı çalıyor. Bir genç kız, başbakanın yanına yaklaşıyor, dansa davet ediyor.

Babam da reddediyor, “böyle olmaz” diyor.

Ortam buz kesiyor.

Kızcağız fena halde bozuluyor, masasına dönüyor.

İki dakika sonra babam kalkıyor, o genç kızın yanına gidiyor, benimle dans eder misiniz diyor.

Herkes şaşırıyor.

Başbakan babam gülümsüyor, dansa erkek kaldırır, sırf başbakanım diye bir genç kızımızı ayağıma getirtmem diyor.

Başbakanın ayağına gidip dansa kaldırdığı o genç kız, Feriha Sanerk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın emniyet müdürü oluyor...

Düşünebiliyor musunuz , bir zamanlar bunlar oluyordu!)

*    *    *

Ve seneler geçiyor. Başbakanlar değişiyor.

Fenerbahçe başkanları da değişiyor.

Kadıköy’de maç var.

Fenerbahçe başkanı Faruk Ilgaz, stada giriş yapmak üzere geliyor.

O sırada bilet kuyruğunda bekleyen, yaşı hayli ilerlemiş, bastonlu bir beyefendiye gözü takılıyor.

Dikkatlice bakıyor, o da ne?

Bilet kuyruğunda bekleyen beyefendi, Şükrü Saraçoğlu!

Yıllar geçiyor ama, evladına bile avanta vermeyen bir başbakanın, zihniyeti aynı kalıyor; her ne almak istiyorsan, mutlaka parasını ödeyeceksin.

Çünkü; ateşten gömleği giymiş, milli mücadelede kanla-barutla yoğrulmuş, boğazından tek kuruş haram lokma geçmemiş, milletin çıkarlarını ailesinden, evladından, kendinden önce tutmuş adamlardı