Futbolda taktiğin ve tekniğin yanı sıra bazı maçlarda psikolojik savaşında önemi büyüktür.
Gençlerbirliği maçı da tamda böyle bir maçtı benim nezdimde.
Maçı takip ederken diğer maçlarda olduğu gibi bu kez oynanan oyuna bakmadım.
Rakibin sağdan ve soldan yaptığı ortalarda ceza sahası içerisinde nasıl adam paylaşımı yapıldığını dikkate almadım.
Orta sahada Atakan'ın yerine Tunahan oynarsa daha iyi kısmını önemsemedim.
Sağ ve sol bek oyuncuların hücumdaki etkinliğini umursamadım.
Kaleci Hasan Hüseyin'in panik atak hallerini bu kez görmezden geldim.
Uzun saçlarını kısacık kestirerek rüzgâra meydan okuyan Mehdi'nin dikine oynayıp takımını pozisyona sokma ihtimalini düşünmedim.
Kasongo'nun gol atma ihtimali bile yersizdi o an benim için.
Dedim ya, psikolojik bir savaştı.
Bu savaşı da kazanan Çorum FK oldu.
Maçın başlama düdüğü ile birlikte golün atıldığı dakikaya kadar maç sonu nasıl istifa etsem diye düşünen Serkan Özbalta'nın zaferi oldu bu maç.
Maçtan 1-2 saat önce protokol tribünde yalnızları oynayan Başkan Oğuzhan Yalçın'ın nefes yollarını açan Vivident Active'si oldu bu maç.
Suat Kaya'nın kariyer planlamasına "Bal" gibi etki eden bir maç oldu bu maç.
Nihayetinde bu maç kazanılması gereken bir maçtı öyle veya böyle kazanıldı.
Bundan sonra ne yapılmalıdır?
Serkan Hoca bazı konularda ısrarcı olmamalı.
Kısa saçlı Mehdi'nin yan pas, geri pastan ziyade dripling yeteneğini kullanarak zaman zaman dikine oynayabilmeli.
Kaptan Ferhat Yazgan'ın savunmadan ziyade geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi hücumda da varlığını hissettirmeli.
Geraldo'ya futbolun takım oyunu olduğu ve yan hakeme bile çalım atmaması gerektiği hatırlatılmalı.
Atakan Akkaynak, sahada mücadele ederken öz evlat muamelesi gördüğünü taraftara hissettirmemeli.
Durel Avounou aha bu maç oynayacak diye avutulmamalı.
Kasongo'ya golcü olduğu hatırlatılmalı.
Landre gibi, Zargo gibi, Erkan Kaş gibi hatta ve hatta Thomas Verheydt gibi mücadele ruhuna bürünülmeli.
Ha birde, maç sonu saha şefi, tribün şefi ve kulüp şefi gibi önemli makamların şahsiyetleri de fırçalanıp küstürülmemeli.
***
Çorum FK-Gençlerbirliği maçından bir gün önce futbolun temel taşı olan hakemlerin genel kurulunu işim gereği takip ettim.
Buhara Kültür Merkezi'nde gerçekleşen genel kurul için salona girdiğimde gerginlik, küslük, çekememezlik hatta kıskançlık gibi toplumda pek yerini olmasını istemediğimiz duyguları enseme kadar hissettim.
Yangından mal kaçırır gibi gerçekleşen genel kurulda seçimi kazanan Gökhan Yumlu oldu.
Kendisini de buradan tebrik ediyorum.
Gerek vücut dili, gerek nezaket dili ve gerekse kürsüdeki seçim konuşması ile Gökhan Yumlu'nun da hak ettiğini düşünüyorum.
Yolu açık olsun.
Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği genel kurul sonrası salon dışarısında yaşanan küfürlü tartışmalar ise hem Gökhan Yumlu'nun zaferine, hem de birlik ve beraberlik mesajlarının samimiyetine az da olsa gölge düşürdü.
Umarım hayırlı olur ve kazanan Çorum hakemleri olur.