Gün 21 Ocak 2023 Cumartesi…
İsveç’te, önceden ilan ederek ve devlet güvenlik güçlerinin gözetimi altında, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakıldı.
Ardından aynı eylem Danimarka’da, Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği karşısında ve camiye yakın bir bölgede polis koruması altında yapıldı.
Eylemi yapan, İsveç ve Danimarka çifte vatandaşı olan Danimarka’daki İslam karşıtı, aşırı sağcı ve ırkçı “Sıkı Yön Partisi” (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan adlı kişi.
***
Ve bir yıl öncesi… Gün 14 Nisan 2022 Perşembe…
İsveç'in Linköping kentinde polis koruması altında, Müslümanların yaşadığı bölgede, halka açık bir alanda Kur'an-ı Kerim yakıldı.
Eylemi yapan, İsveç ve Danimarka çifte vatandaşı olan Danimarka’daki İslam karşıtı, aşırı sağcı ve ırkçı “Sıkı Yön Partisi” lideri yine Rasmus Paludan adlı kişi.
Yani vitrinde görülen aynı kişi!
Sonuçta ırkçı bir kimlikli Rasmus Paludan’ın, İsveç’te Kuran yakması ile Avrupa’da yükselen İslam karşıtlığı bir kez daha gündeme geldi, daha da yükselir oldu.
Zaten son yıllarda özellikle Hollanda, Danimarka, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde İslam karşıtlığı eylemler ve saldırılar sık sık meydana gelmekte idi.
İsveç’te yapılan bu eylemler ise giderek büyüyen bir tehlikenin ve İslam Dünyası ile bir kavganın işareti oldu.
***
Peki, soralım şimdi:
Avrupa İslam Dünyası ile neden kavga etmek istiyor?
57 devletten oluşan 1,7 milyarlık İslam Dünyası’nın hassasiyetleri neden tahrik ediliyor?
Avrupa’da 70 milyonu aşan Müslüman nüfus, özellikle de Fransa nüfusunun % 10’u olan 7 milyon Müslüman vebalı mı görünüyor?
2015'in 7 Ocak günü Paris'te, Fransa'nın önemli bir Mizah Dergisi olan Charlie Hebdo dergisine saldırılmış, çoğu karikatürist 12 kişi ölmüştü.
Katliamı yapanlar Cezayir asıllı Fransız vatandaşı, Paris doğumlu Müslüman iki kardeş idi.
İslam'ı hırpalayan olarak görülen ve Charlie Hebdo dergisinde yayınlanmış Hz. Muhammed karikatürleri, katliam nedeni olarak servis edilmişti.
Elbette böyle bir katliam asla savunulmaz ve savunulamazdı. Ama bu karikatürlerle Müslümanların hassasiyetini kaşımaktan amaç ne idi?
***
Devam edelim…
Özellikle son günlerin gündemindeki Kuran’ı yakmanın amacı nedir, neye hizmet etmektedir?
Ve demokrasinin tüm kurumlarıyla ve de tüm işleviyle işlediği İsveç gibi bir ülkede, bu eylemlerden amaç nedir?
Fransa Devlet Başkanı Macron’un kışkırtıcı konuşmalarının ardından, Hz Muhammed’in karikatürlerini resmi binaların duvarlarına yansıtmaktan amaç nedir?
Ve daha da genel olarak “ifade özgürlüğü” şemsiyesi altında, Müslümanların hassasiyetlerini tahrik etmekten beklenen nedir?
Peki, bu eylemler bir laik tepki midir?
Özellikle ifade edelim ki, değildir.
Eğer laiklik, din ile devlet işini ayırmaksa -ki, öyledir- ve de eğer bu tepkiler laiklik adına yapılıyorsa, öncelikle kilisede yapılan nikâhlara, and içme törenlerinde İncil’e el basmalara tepki gösterilmeliydi.
***
Sosyalist Sistem yaşarken, Sovyetler Birliği varken Batı, İslam’ı komünizm karşıtı olarak kullandı.
İslam vurgulu “Komünizmle Mücadele Dernekleri” kuruldu.
İslam etiketli birçok terör örgütü inşa edildi, donatıldı, piyasaya sürüldü.
Ama bugün komünizm tehlikesi kalktı.
Ve bu kez İslam, Batı için bir tehlike olarak görülmeye başlandı.
İşte Batı iktidarlarının bu bakışı, İslam karşıtı eylemleri tetikledi. Yabancı düşmanlığı da eklenince büyük ve tehlikeli bir soruna dönüştü.
Özet olarak ifade edilirse “Soğuk Savaş” döneminde Batı için temel ideoloji, komünizm ile mücadele idi.
2000’li yılların ideolojisi ise Müslümanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılık oldu.
İşte Batı’da yükselen İslam karşıtlığı böyle bir iklimin ürünü idi…
Ama bu oluşumu çok tehlikeli olarak görenler de oldu. Raporlarında, özellikle bu tehlikeyi dillendirip Batılı siyasetçileri uyaranlar da oldu.