Dostum âyineye benzer dünyâ

Ne yaparsan o olur çehre-nümâ

(Dostum, aynaya benzer dünya,

Ne yaparsan, o görünür sana.)

*

İnsanlar, kendi hayatlarını unutup başkalarının hayatlarına adapte olduklarında kendilerine hep eksik kalırlar.

Kendini geliştiremeyen, yenileyemeyen, bir vites ileri, iki vites geri yaşayan, zihniyetleri küflü, dilleri balçık olan insanların sonu mantardır.

Bir bilgenin de söylediği gibi; "Sizin baktığınız pencere kirli ise, başkalarının çiçekleri size solmuş görünür. "

Ana Muhalefet Lideri Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “Dünyadan haberi yok” şeklindeki eleştirisi, Türkiye’nin dış politikada etkin rol üstlendiği birçok mesele ve uluslararası alanda gösterdiği stratejik başarılar göz önüne alındığında gerçeklerle bağdaşmamaktadır.

Türkiye, Suriye meselesinde olduğu gibi Libya, Kafkaslar, Karabağ, Gazze, Lübnan ve İsrail gibi kritik konularda da aktif bir rol oynayarak uluslararası dengeleri etkileyen bir aktör olduğunu kanıtlamıştır. Mesela;

SURİYE

ABD: “Suriye’de ne olacağına Türkiye yön verecek.”

Rusya: “Suriye konusunda Türkiye ile temas halindeyiz.”

Avrupa Birliği: “Suriye'deki son durumu Türkiye ile istişare ediyoruz.”

İran: “Suriye için Türkiye ile birlikte çalışmalıyız.”

LİBYA

Türkiye’nin Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne verdiği destek, ülkedeki dengeyi değiştirmiş ve Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminde oyun kurucu bir rol üstlenmesini sağlamıştır. Uluslararası arenada, Türkiye’nin bu müdahalesi sayesinde Libya’da diplomasi ve barış umutları yeniden gündeme gelmiştir.

KAFKASLAR VE KARABAĞ

Azerbaycan’a Karabağ savaşında verdiği stratejik destek, bölgedeki güç dengelerini yeniden tanımlamış ve Türkiye’yi Kafkaslar’da söz sahibi bir aktör haline getirmiştir. Ermenistan işgaline son verilmesi sürecinde Türkiye’nin sergilediği net tavır, sadece bölge ülkeleri tarafından değil, uluslararası kamuoyu tarafından da dikkatle izlenmiştir.

 GAZZE VE LÜBNAN

Türkiye, Filistin meselesinde adalet ve barışı savunan, Gazze’deki insanlık dramına karşı dünya vicdanını harekete geçiren bir lider ülke konumundadır. Aynı şekilde Lübnan’daki siyasi krizlere yönelik yapıcı ve diplomatik çözümler sunarak bölgenin istikrarı için aktif çaba göstermektedir.

 İSRAİL VE FİLİSTİN POLİTİKASI

Türkiye, İsrail’in Filistin’deki saldırgan politikalarına karşı net bir tavır sergilemiş, aynı zamanda iki devletli çözümün önemine vurgu yaparak barışın sağlanması için aktif diplomasi yürütmüştür. Bu süreçte Türkiye’nin Filistin halkına verdiği destek, uluslararası platformlarda geniş yankı bulmuştur.

Bu somut örnekler, Türkiye’nin bölgesel ve küresel politikalarda yalnızca izleyen değil, yön veren bir ülke olduğunu açıkça göstermektedir. Dünyanın önde gelen ülkeleri, Türkiye’nin stratejik rolünü şu şekilde ifade etmektedir:

Almanya: “Türkiye, Suriye'de ciddi nüfuz sahibi ve kilit oyuncu.”

Çin: “Suriye’de inşa sürecinde yer almak istiyoruz.”

Bütün bu gerçekler ortadayken, "dünyadan haberi yok" iddiası, sadece gerçek dışı değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası başarılarına gölge düşürme çabası olarak değerlendirilmelidir.

Muhalefetin, yapıcı bir eleştiriyle çözüm önerileri sunmak yerine, bu tür yüzeysel söylemlerle Türkiye’nin uluslararası alandaki güçlü pozisyonunu göz ardı etmesi, ciddi bir vizyon eksikliğini ortaya koymaktadır.

Yedi Güzel Adam’dan biri olan Cahit Zarifoğlu; Herkes kendi işine baksın değil, ‘herkes kendi içine baksın’ böyle daha güzel.

Şimdi herkesin kendi içine bakmasının tam zamanı.

Herkes aynanın karşısına geçecek ve kendine bakacak.

Kusurlarını, yanlışlarını, eksiklerini görecek.

Görmek yetmiyor, tamamlamak için harekete geçecek.

Ne diyordu büyük düşünür ve milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy;

Gökten inmez bir de hiç bir şey.

Bütün yerden taşar.

Kendi ahlâkıyla bir millet ölür yahut yaşar.

*

Şimdi gelelim Hitit Uygarlığının Başkenti Çorum’umuza;

Üstat Mehmet Yolyapar’ın deyişiyle:

“Biliyoruz ki, Çorum, çok daha öncelerden hak ettiği bir büyük yatırıma kavuşma şansını yakaladı. Bize düşen, -yalnız Çorum’u değil, Samsun’u ve tüm bu bölgeyi de önemsiz göstermeye kalkışanlara inat- bu projenin sağlıklı biçimde ilerlemesine katkıda bulunmaya çalışmak.

    Bu dev proje gerçekleştiğinde, Anadolu yarımadasının kuzeyi ile güneyi, batısı ile doğusu Çorum üzerinden raylı sistemle birbirine bağlanmış olacak. Çorum, bu umuda yaslanarak sanayileşme hızını artıracak, gerçek manada bölgesel kalkınmanın lokomotifi olacak. Ne diyoruz kırk yıldır: Sanayi kenti Çorum, kültür-sanat kenti Çorum, eğitim-sağlık-spor kenti Çorum, turizm kenti Çorum…Biz inancımızı hiç kaybetmedik, inanmaya devam ediyoruz.”

Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum..

Sevgiyle Kalın..