So n on günümü gurbet ellerde bir hastanede geçirdim.
Büyük ilgi gördüm yattığım o hastanede.
Ancak görülen ilgi ne olursa olsun, neticede kaldığın yer bir hastane…
Tanrı yokluğunu göstermesin ama kimseyi de düşürmesin.
Hele de uzun süreli yatışları…
On gün gibi uzun bir sürede bir hastanede nasıl vakit geçirilir?
??!!...
Okuyarak.
Ben de elime ne geçtiyse okudum.
Elimde tablet, yıllar önceki yazılarıma gelmiş eleştirileri (o ana dek görme) okuma fırsatı bulamadığım eleştirileri görüp, okuma fırsatı buldum.
* * *
Dört kentimizin, dört ayrı yerel gazetesinde, kiminde kendi adımla, kiminde özel rumuzumla köşe yazıları yazıyorum. Dolayısıyla bu yoğunluk içinde gelen eleştirileri görmem ve izlemem mümkün olmuyor.
Yattığım hastane köşesinde, gazetelerimden birine aylar önce yazdığım yazılardan birine gelen eleştirileri okuma fırsatı buldum, tansiyonum fırladı.
… …
Eleştirinin her türüne açığım, kimse benim yazılarıma, yazılarımda dillendirdiğim görüşlerime katılmak zorunda değil.
Yazılarım her türlü eleştiriye açıktır.
Ama eleştiri, bir saygı çerçevesinde ve uygarca olursa…
Eleştirme hakkını kullanan kişi, bu hakkını kullanırken, sahte ve aptalca rumuzlar kullanmazsa.
Adını sanını da yüreklice belirtirse,
* * *
Bir tarihte gazetelerimin birinde bir yazı yazdım.
Gazetemin bulunduğu yörenin tutuculuğu nedeniyle gazetemi sıkıntıya sokmamak için o gazetemin adını vermek istemiyorum.
Direkt o densiz sözüm ona eleştirilere(!) geçeceğim.
İşte sözünü ettiğim yazıma eleştiri gönderenlerin rumuzları…
Teknik Eleman, Çorum’dan Biri, Ys, Matşah, Hoca, Gözlemci, Hasan, Ali vs.vs…
Ve işte doğru adlarını verme yürekliliği gösteremeyen bu muhteremlerin ipe sapa gelmez yorumları(!)…
“Yok benim kılavuzum İlmiye Çığ Hanımefendiymiş de; yok ben Yaşar Nuri’yi öykünüyormuşum da; yok ben Arap düşmanlığının ardına gizlenerek İslam Düşmanlığı yapıyormuşum da; yok yazdığım yazılar benim değil, başkalarından çalmaymış da…”
Ve bunlara benzer daha nice zırva yorumlar…
… …
Size bir şey söyleyeyim mi bay ya da bayan zırva yorum sahipleri…
Ben kırk yıldır ülkemin çeşitli yerel gazetelerinde köşe yazıyorum.
Maçanız sıkıyorsa, hele tek bir yazı da siz yazın.
Ben Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’in Türkçesini tam dört kez hatmettim.
Acaba siz Kutsal Kitabımızı hiç elinize aldınız mı? Tek bir gün kapağını çevirdiniz mi?
Benimle baştan sona cehalet kokan bu tür dilleşmelere kalkmayın, öyle yanıtlar verir, sizleri öyle deşifre ederim ki; zırvalıklarınızın altından kalkamazsınız.
… …
Hiç düşünüyor musunuz huzur içinde yüzen gelişmiş ülkeler uzayda koloniler kurma aşamasına gelmişken, biz hâlâ neden yerlerde sürünüyoruz?
Yüzlerce peygamberin gelip geçtiği (biz dahil) Ortadoğu Ülkeleri neden asırlardır, Batı’ya el avuç açıyor.
??!!...
Ben söyleyeyim.
Siz ve sizler gibi asalakların, çağ dışı kafaları yüzünden.
Ama sizin, sizlerin de suçu yok.
Çünkü sizler, eğitimi eğitim olmaktan çıkaran zihniyetin ürünlerisiniz.