Amerika Birleşik Devletleri'nin eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice “Ortadoğu’da Türkiye de dahil 22 ülkenin sınırları değişecek” şeklinde bir ifade kullanmıştı.
Bu ülkeler Bahreyn, Kıbrıs, Mısır, İran, Irak, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap emirlikleri ve Yemen. Bu ülkelere ek olarak, projeyi büyük çapta ele alırsak Kuzey Afrika ülkeleri olan Moritanya, Fas, Tunus, Cezayir ile Komor Adaları, Cibuti, Sudan, Somali, Pakistan ve Afganistan’ı da eklemek gerekir.
Şimdi şapkamızı masaya koyup var olan ya da olmayan, saçlı veya saçsız başımızı döndürüp dünya haritasına göz atalım. Bu saydığımız ülkelerin hangisinde huzur, gelişme, demokrasi mevcut? Yanıtını hepimiz biliyoruz: Ülkemiz de dahil hiçbirinde!
Petrol kokusunu alan emperyalistler ortaklığı NATO ve ABD, okyanusta 50 mil öteden kan kokusu alan köpekbalıkları gibi, petrol alanlarını yağmalamak üzere bütün savaş aygıtlarını devreye sokarak saldırıyor. Proje çerçevesinde son 10 yıl içinde pek çok ülkede “bahar”, “demokrasi” vb adlar altında rejimler değiştiriliyor. Bu değişimin alt çalışması olarak ajanlarını yerli halkların kılığına bürünmüş ajanlarını gönderip iç kargaşa çıkartıyor, sonra bu emperyalist güçler kargaşalığa son verecek güç olarak ülkenin gırtlağına çöküyor. Ülkenin yurtseverleri, ilerici güçleri bertaraf edilerek kukla yönetimler kuruyor. Ve asıl meseleye gelelim: petrol bu ülkelere akıyor. Hedef ülkede kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk ölmüş, ölmemiş umurlarında bile değil. Yeter ki petrol kendi akaryakıt rafinelerine dolsun, insan hakları da neymiş! Kimin umurunda? Libya, Irak, Suriye örnekleri gözümüzün önünde gelişti. Üç ülke de üçer büyük parçaya bölündü. Film izler gibi izledik. Ölen milyonlarca masum insan… Şu anda İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı ne acıdır ki dünya seyrediyor. Yalnızca, hükümetlerinden ayrı olarak, halklar karşı çıkıyor. Netanyahu’ya en sert tepkiyi yine İsrail halkı veriyor. Mitingler, protesto gösterileri yaygınlaşıyor ancak bir etki görülmüyor. Netanyahu soykırıma devam ediyor. İsrail’se silah, mühimmat, gıda, ilaç desteğini sürdürüyor emperyalist odaklar ve etki alanlarındaki küçük ortakları.
Afganistan’ı kendilerinin yarattığı Taliban şeriatına terk ettiler, yönlerini yeniden oraya çevirmeyeceklerinin bir garantisi yok.
Projenin burada kalmayacağı açıktır. Gazze’yi yutmaya kararlı olan terörist/haydut devlet İsrail ve arkasındaki dev güç Lübnan’ı, Yemen’i bombaladı. Kızıldeniz savaş alanına dönüştü. Hedeflerinde İran var. İsrail’in sınırlarını genişlettikten sonra sıra İran’a gelecek. Çünkü İran çok geniş petrol yataklarına sahip, dünya pazarlarına petrol dolu tankerler gönderiyor ve emperyalistler gözünü İran petrollerine dikti.
Öngörüde isabet ettirmek her zaman mümkün olmasa da, önümüzdeki 50 yıllık süreçte, bölgemizde halklara rahat yüzü görünmüyor.
Tüm bölge halkları ne yapmalı sorusunu daha büyük dikkatle yanıtlamalı.