Fotograflarını çektiğim ustalarla zaman içerisinde dostluk kuruldu. Onlarla sohbetler ettim. Çırak olarak başladıkları mesleklerini öğrenmek için gösterdiği çabalar, yaşadıkları acı tatlı olaylar birer anı olarak kalmış. Bir taraftan yaşlanmanın getirdiği sağlık sorunları; diğer taraftan yok olan meslekleri… Onlar zorunlu olarak mesleklerini bıraktıklarında bir meslek daha unutulacak.
Fırsat buldukça ustaların yanına birkaç kez gittim. Önceden çektiğim fotografları incelediğimde yaptığım hataları görebiliyordum. Onların yerine yenilerini çekebilmek, farklı fotograflar çekebilmek istiyordum. Son ustaların yüzlerinde hüzün vardı. El emeği ürünlerin yerini sanayi ürünleri almıştı.
Gün geldi, hakka yürüdü. Kapı kilitlendi. Onun yıllar önce pencereye yapıştırdığı sitem dolu sözler kaldı.
(*) Sungurlu’dan yılların ahşap ustası Haydar ustamızın anısına…