Bugün sizlere birbirinden çok farklı özelliklere sahip iki hayvandan söz etmek istiyorum; bunlardan biri ceylan, diğeri de eşek. Hani şu, eskinin en önemli ulaşım ve taşıma aracı olan bildiğimiz bizim eşek…

Şöyle bir düşünün: Bu iki hayvandan hangisi toplum içinde daha itibar görüp herkes tarafından seviliyor? Hangisini gördüğünüzde daha çok mutlu olup gözlerinizde sevgi ışıkları oluşuyor? Ya da şöyle sorayım: Şu anda hangisinin yanında olup sevip okşamayı tercih ederdiniz?

“Tabii ki ceylan” dediniz değil mi? Ama niye eşek değil de ceylanı tercih ettiniz? Oyunuzu eşekten yana değil de ceylandan tarafa kullanmanızın nedeni neydi? Sizi ceylana doğru yönlendiren ne oldu?

Bu sorunun çünküsünü bulmakta belki biraz zorlandınız, belki de çok kolay yanıtladınız. En iyisi sizin yerinize ben söyleyeyim: Çünkü birisi adı üstünde “eşek”, o nedenle de, ceylanla aşık atmayı bırakıp eşekliğini bilsin. Diğerine gelince o bir “ceylan”, hem de “güzel gözlü ceylan”! Hiç eşekle bir olur mu?

İnsanoğlu o kadar tuhaf ki! Kendisine ne kadar çok hizmet ederseniz, ne kadar çok işine yararsanız ve topluma ne kadar çok faydanız dokunursa, ne yazık ki değeriniz de o oranda azalıyor. Ama tüm bunların aksine, ne kadar toplumdan uzak yaşarsanız, ne kadar insanlara tepeden bakıp değersizliklerini hissettirirseniz,  ne kadar onlardan kaçar ve hizmet etmekten uzak durursanız, değeriniz de o denli artıyor ve toplum içinde daha fazla itibar görüyorsunuz.

Kanıt mı istiyorsunuz; buyurun yazımızın konusu olan “eşek” buna en güzel örnek. Yüzlerce yıldır insanların yükünü taşıyan, gık bile demeden bütün çilesini çeken, üstelik de bu uğurda nice dayaklar yiyen bir garip hayvan değil midir? Son derece sadıktır, yediği kapıyı inkâr etmez, karnını doyurana sonuna kadar itaat eder. Üstelik onun gözleri de en az ceylanınki kadar güzedir ama her nedense biz gözleri güzel hiç kimseye “eşek gözlü” demeyiz. Dersek de hakaret etmiş gibi karşılık görürüz. Hayır, yeri gelince “eşek gibi çalıştım” diyerek onun çalışkanlığıyla ilgili takdir duygularımızı belirtiriz ama yine de kulak asmayın oldu mu? Çünkü burada eşeğin değerini yükseltmek yerine, bizim kendi değerimizi küçültmek gibi bir anlam da çıkar. O nedenle de bizim gözümüzde eşek hiçbir zaman eşeklikten öte geçemediği gibi, yedi sülalesi bile kurcalanıp “eşşekoğlu eşek” denilerek küfürler edilecek ve binlerce yıl sonra da bildiğimiz eşek olarak kalmaya devam edecektir.

Bir de ceylana bakalım: Toplumdan uzak yaşar; kendini beğenmişin biridir, herkese tepeden bakıp başkasına değer vermez; herkesten saklanır, kimseye doğru düzgün görünmez bile. Üstelik sadakati de yoktur, ne verirseniz verin, yedikten sonra arkasına bile bakmadan kaçıp gider. Ama tüm bunlara rağmen ceylanla ilgili hiç olumsuz bir söz, deyim ya da düşünce duydunuz mu? Bizim için ceylan her zaman gene ceylandır ve güzel olan göz daima “ceylan gözüdür”. Balkonumuzdaki en güzel çiçeklerden birinin de adı değil midir “ceylan gözü”? Alımlı ve güzel görünümlü hanımlar için yakıştırıverdiğimiz “Ceylan gibi maşallah” da üstelik cabası!

Ah benim güzel gözlü eşeğim! Ne olur üzülme e mi! Çünkü biz toplum olarak böyleyiz; ta ezelden beridir neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bir türlü anlayamadık gitti. Değer verdiğimiz değersizleri baş tacı edip önlerinde el pençe divan durmaktan, asıl değer verilmesi gereken değerlerimizin yüzüne bile bakmaz olduk.

Kısacası, biz bir eşeklik ettik, etmeye de devam ediyoruz. Sen bari anla bizi de her zaman olduğu gibi yine eşekler gibi çalışmaya devam et. Yoksa herkesin kendini güzel gözlü ceylan gibi görüp sırt aşağı yatarak her şeyi senin yapmanı istediği bu devirde, sana yaptığımız eşşekliğin acısı çok yakında fitil fitil burnumuzdan gelecek.

Haydi benim güzel gözlü eşeğim, tek umudumuz sensin, göreyim seni..!

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·      İnsanlar kırmızı bir güle doğru koşarken çoğu zaman ayaklarının altında ezilen kır çiçeklerinden habersizdirler.  ANONİM

·      Kötülüğün kazanması için biricik şart, iyi insanların hiçbir şey yapmamasıdır. E. BURKE

·      Mumun değeri, kalınlığı ile değil, aleviyle ölçülür. S. EXUPERY

·      Değerli insanlar, çok kaldıkları yerde daima düşkünlüğe uğrarlar. Nasıl ki, su, havuzda fazla beklerse durgunluktan dolayı kokar. DAKİKİ

·      Görünüşe göre karar vermeyin; zengin bir kalp, ucuz bir ceketin altında olabilir. İskoç Atasözü

·      İnsanlar, dünyada çabuk yükselen şeylere değer verirler ama hiçbir şey toz ve tüy kadar çabuk yükselmez. H.  MANN