Ya da kısaca EYT sorunu…
2023 seçimleri yaklaşırken gündeme alınır oldu.
Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 1 Ağustos 2022 günü yaptığı açıklamada, EYT düzenlemesinin gündemlerinde olduğunu ve önümüzdeki günlerde tamamlanacağını ifade etti.
Oysaki bu konu çok tartışılmış, çok konuşulmuştu. Ama bugüne kadar bir çözüm üretilmemişti.
Sonuçta iç politikada siyasi bir enstrüman olarak da kullanılmış ve de halen kullanılmaktadır.
Peki, nedir bu EYT?
Önce kısaca tarihçesine bir bakalım:
1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı yasa ile gündeme geldi.
Dönemin Hükümeti DSP-ANAP-MHP Koalisyonu idi…
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit idi…
Dönemin Çalışma Bakanı da Yaşar Okuyan, Dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu idi…
***
Ve o günlerde emeklilik yaşını yükselten yeni bir düzenleme ve düzenleyen yeni bir yasa gündeme alındı.
Aslında bu konu, o yıllarda zaten gündem oluşturmaya başlamıştı.
Çünkü:
“SGK gelirleri ihtiyacı karşılamıyor” denildi.
“Sosyal güvenlik sistemleri bütün dünyada sıkıntılar yaşamakta ve reform ihtiyacı her ülkenin gündemini işgal etmekte” denildi.
“Dünyada genel olarak emeklilik yaşı, ülkeden ülkeye farklılıklar göstermekle birlikte 60 yaşın üzerindedir” denildi.
Bu ve buna benzer gerekçelerle, 12 Temmuz 1999 tarihinde TBMM’ye sunulan 4447 sayılı yasa mecliste kabul edildi.
Ve “İşsizlik Sigortası Kanunu” adıyla sunulan bu yasa, 8 Eylül 1999 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
***
Peki, EYT ne istiyor?
Öncelikle taleplerini daha güçlü bir sesle duyurmak için dernek kurdular.
41 ilde şubesi bulunan, kısa adı EYT olan “Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği” adıyla…
Başkan Gönül Boran Özüpak'a göre emeklilikte yaşa takılanların böyle bir talepte bulunmasının nedeni, 1999 yılında yapılan yasal değişiklik oldu.
Nitekim yıllarca olduğu gibi bugün de EYT’nin ana talebi:
1999'da yapılan bu değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesidir.
Yani 1999'dan önce çalışmaya başlayanların prim gün sayılarını doldurduğunda emekli olabilmeleridir.
Ama bu talepler pek dinlenmedi. Dinlense bile bir çözüm üretilmedi.
Ve bu sorun 23 yıldır tartışılır, 23 yıldır bir çözüme kavuşturulamaz oldu.
Sonuçta iç politikada kullanılabilen siyasi bir enstrümana dönüştü.
Aslında bu konuda siyasetin tümü sorumludur. Hiçbir siyasetin bu konudan siyaseten faydalanır bir görüntü vermesi ise etik değildir.
***
Peki, EYT sorununu yaratan nedir?
8 Eylül 1999 gününe kadar emeklilik kadınlar için 20, erkekler için 25 yıl sigortalılık, prim ödeme gün sayısı ise 5000 gün idi.
8 Eylül 1999 günlü 4447 sayılı yasa ile yapılan değişiklikte yaş koşulu getirildi. Ve emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60, prim gün sayısı ise 7000 gün oldu.
Ancak ek bir düzenleme ile 8 Eylül 1999 gününden önce işe girenler için kadınlarda 40 ile 58, erkeklerde 44 ile 60 yaş arasında değişen kademeli bir geçiş süresi getirildi.
İşte sorun budur.
Ve de yapılan açıklamalara göre yaklaşık 7 milyon, ailesi ile birlikte yaklaşık 20 milyon nüfusun yaşadığı bir sorundur, yaşanan bir dramdır bu.
Sami Akpınar