(Prof. Dr. Nurullah AYDIN Hocamın aynı adı taşıyan yazısından alıntıdır.)

Yıllardır elimizi kolumuzu bağlayan kanayan bir yaramız var…

Baş edemiyoruz…

Dinin özüyle ilgisi kalmamış ama dinden nemalananlar (çıkarları doğrultusunda) diyor ki…

“Dindar nesil yetiştirilmeli…”

Peki ama hangi din?

İlahi mesaja dayalı din mi, yoksa hurafelerle anlamsızlaştırılmış, insanları sömürme, sindirme, susturma aracı haline getirilmiş bir din mi?

??!!..

Sorum açık ve net.

İnsan; yüzyıllar öncesinin yaşamı, düşüncesi ve kabullerine göre mi yoksa gelişim dinamiği uygun, akıl ve bilim algısına göre mi düşünecek, eğitilecek, yaşayacak?

İnsan akılcılık, ya da dincilikten birini seçmek zorunda mı?

İkisi bir arada olamaz mı?

??!!...       

Bakın size Dünya nüfusunun belli başlı dinlere göre dağılım bilgisini vereyim, öyle bir düşünün…

* Yüzde 33.5 Hıristiyan

* Yüzde 20.7 Dinsizler

* Yüzde 18.2 İslamiyet

* Yüzde 13.5 Hinduizm

* Yüzde 6 Budizm

* Yüzde 0.3 Musevi

* Yüzde 7.8 diğer

Dünya nüfusu 6 milyarın üstünde ve bunun 1.2 milyarı Müslümandır. Geri kalanı, yani 5 milyar insan da başka dinlere inanmaktadır.

Din; kişinin vicdani tercihidir.

Dünya’da ve (özellikle) Türkiye’de (hâlâ) eğitim tartışması yapılıyor.

Dindar nesil mi, dinsiz nesil mi yetiştireceğiz sorusu sorulmaya, tartışılmaya devam olunuyor.

Batı ve doğu ülkeleri; akıl ve bilim odaklı bir tercih yaptı.

Ya Ortadoğu halkları?

??!!..

(Bu noktada tüm okurlarımı detaylı düşünmeye davet ediyorum.)

İslâm coğrafyasının fakir düşmesini, hemen her konuda Batı’nın eline avucuna bakmasını, Osmanlı Devleti’nin yıkılışı öncesi ve de sonrasındaki arayışlarını doğru analiz edin lütfen.

İslâm coğrafyasının geri kalmışlığını, kaos ortamının asıl sebeplerini eni konu düşünün ve değerlendirin lütfen.

Osmanlı Devleti yıkılırken, o coğrafyada krallar, şeyhler, diktatörler mi vardı?

Nereden çıktı bu krallar, şeyhler, diktatörler?

Kim getirdi, kim destekledi?

Ve niye, niçin destekledi?

Din diye; Arap hurafeleri, Arap tarihi, Arap kahramanları, Arap ahlaksızlığı, Arap çokeşliliği, Arap mitolojileri, Arap masalları din diye anlatılıyor da ne oluyor ki?

Hangi Arap ülkesi hangi marka(ların) sahibi?

Hangi Arap ülkesi sanayide, teknolojide, bilimde ve sanatta var?

Yeni dünya düzeninde İslam ülkeleri için düşünülen proje; dindarlaşmış, sürüleşmiş, akıl, bilim, teknoloji ve sanattan uzak, hurafelerle şekillendirilmiş robot insanlar sürüsüdür.

*   *   *

Bilgilerinizi şöyle bir tazeleyin; dindarız diyenler ne(ler) yaptılar?

* Önce; hak, adalet, mağduriyet, demokrasi, özgürlük dediler

* Sonra; samimi inançlıların, haksızlığa uğrayanların desteğini alarak güç ve iktidar oldular.

* Sonra; etnik ve mezhep damarını çatlattılar,

* Sonra; ilahi mesajı tersyüz ettiler, dini ortak kavramları tersyüz ettiler,

* Sonra; kılık kıyafet ayrıştırmasına giriştiler

* Sonra; servetlerine servet kattılar.

* Sonra; yalan talanla dünyevileştiler.

*    *    *

İnsana; hangi eğitimi, hangi tür akılla vereceğimiz, birinci derecede önemlidir.

Topluma dinamizmi aşılamak için birçok yol vardır.

Bu yolun başında eğitim gelir…

Her zaman gündemde olan konu; eğitim, öğretim, öğretmen, kalkınma ve güçlü olma konusudur.

Eğitim ve öğretim; her canlı varlığın yeteneklerini geliştirmek amacıyla gerek kendini gerekse neslini devam ettirecek olan yavrusuna verdiği bilgi ve tecrübe aktarımıdır.

Kuşkusuz, bunda akıl ve beş duyu odaklı verilen eğitim önemlidir ve gereklidir.

Bu nedenle; insanlık tarihi boyunca eğitim için okullar, öğretmenler ve araştırmalar için büyük yatırımlar yapılıyor.

Bugün hemen her ülke yetişmiş insan gücü ile etkindir, refah içindedir. Eğitime yeteri önemi vermeyen ülkeler geri kalmış durumdadır. .

Bu aklın ve eğitimin içinde; Evrensel Akıl, Evrensel Ahlâk, Evrensel Adalet, Evrensel İnsan Hakları, Evrensel Sevgi, Eşitlik, Kardeşlik, Paylaşma, Yardımlaşma olmalıdır.

Akıl’dan, bilim’den, sanat’tan yoksun din; din değildir, hurafedir.

Akılcılık, bilim, sanat, teknoloji, insan hakları ve eğitim çağının gerçekleridir.

Akıl ve bilime odaklanmış inançlı nesil yetiştirilmelidir.

Unutulmamalıdır ki; Bilgiyle donanmış, yetenekleri geliştirilmiş bireyler, en büyük güçtür.