Tam 38 yıl geçti aradan... Ama unutulmadı ve de unutulmayacak. Ta ki, bu devlet Çorum halkıyla yüzleşene kadar...
Bugün 2 Temmuz, Sivas katliamının 25'inci yıldönümü...
Çarşamba günü 4 Temmuz, Çorum katliamının 38"inci yıldönümü...
Perşembe günü 5 Temmuz, Başbağlar katliamının 25'inci yıldönümü...
24 Haziran seçim ittifakları, yan yana gelmesi mümkün olmayan siyasetleri yan yana getirdi. Birlikte siyaset yapıldı. Olabildiğince ortak söylemler, ortak tepkiler dillendirildi.
Bu nedenle belki de bu katliamları birlikte kınarlar, birlikte "barış ve kardeşlik" derler diye 4 Temmuz 2017 tarihli "Çorum Katliamı üzerine" başlıklı yazımı bir kez daha okuyucuya sunmak, tüm ittifak içindeki siyasetlere bu katliamları bir hatırlatmak istedim.
İşte o yazı:
"Sivas ellerinde sazım çalınır..." diye başlamıştı Âşık Veysel. Ama o saz çalınmaz olmuştu o gün. Yani 1 Temmuz 1993 günü... O sazı çalanlar, o sözleri söyleyenler susturulmuştu o gün. Hem de yanarak, yakılarak... Ve o gün için, "Şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz Güllerim yandı yüreğim dayanmaz" demişti Edip Akbayram...
"Pir Sultan Abdal Törenleri"nin dördüncüsü 1993 yılında Sivas merkezinde yapılması kararlaştırılmıştı. Alevi kıyımı yaparak yurt genelinde Alevi-Sünni çatışması yaratmak isteyen "derin irade" harekete geçmiş, Sivas'ın kalbine hançeri saplamıştı.
Oysaki;
"Varıp Pir Sultan'ı, analım dedik
Aşkın dolusuna, kanalım dedik
Meydanda bir semah, dönelim dedik" demişti ozan Kızılgül...
Ama anamamıştı Kızılgül. Aşkın dolusuna kanamamıştı ve de meydanda bir semah dönememişti Kızılgül.
Çünkü o gün kana bulanmıştı Sivas. İçlerinde şair, yazar, ozan olmak üzere 33 aydın yanarak can vermişti o gün.
Ve Kızılgül o gün, şöyle haykırmıştı:
"Madımak'ta yanan 33 can
Artık her birisi bir Pir Sultan"
Ve Başbağlar katliamı... Sivas katliamından 3 gün sonra...
5 Temmuz 1993 günü, Erzincan'ın Kemaliye ilçesinin Başbağlar köyünde 33 köylü kurşuna dizilmişti. Okul ve cami yakılmış, yakılıp yıkılmayan ev kalmamıştı.
Ve de kullanılan o karanlık el, duvarlara "Sivas'ın intikamı" diye yazmıştı.
O günlerin hükümeti DYP-SHP koalisyonu idi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü idi.
Gerekli sorumluluğun gösterilmediği gibi ülke için, Sivas için, Başbağlar için çok acı ve de utanç verici bu olay karşısında, bu toplumdan bir özür bile dilenmemişti.
* * *
Ve Çorum katliamı... 4 Temmuz 1980... O gün doğanlar bugün 38 yaşında...
Hacı Bektaşi Veli'nin. Mevlana'nın ve tüm Anadolu erenlerinin asırlarca hoşgörü tohumu ektiği bu topraklarda, ne yazık ki farklılıklar kaşınmış, zihinlere kin ve nefret tohumları ekilmişti.
Bu ülkenin kurtuluşunun, bu cumhuriyetin kuruluşunun temel mayası ve harcı olan iki halk birbirine düşman edilmişti.
Provokasyon yaratmaya en elverişli olan dini duygular, 12 Eylül'de darbe yapmayı planlayanların elinde önemli bir araç olmuş, bilinçaltında birikmiş kin ve nefret harekete geçirilmiş, Çorumda kanlı bir katliam yaratılmıştı.
* * *
Aslında tüm bu katliamlar, bir siyasal proje idi.
Alevi ve Sünni halk bu projede kullanılmış, uygulayanlar o gün amacına ulaşmıştı.
Çorum katliamı ile darbeye giden yolların son taşları döşenmiş, büyük Atatürkçüler (!) şartlar olgunlaştı demiş, yönetime el konulmuş, toplumsal muhalefet sindirilmişti.
Ve asıl amaç olan 24 Ocak kararları ile ülke ekonomisi küresel sermayeye teslim edilmişti.
Toplum inanç eksenli yarılmış, yan yana yaşanamayacak bir korku iklimi yaratılmış ve bu yarılma, Sivas ve Başbağlar katliamı ile canlı tutulmuştu.
***
Sonuçta ülkenin siyasi tarihi, katliamlar üzerinden yazılır olmuştur.
Yıllarca isimler altına isimler eklenmiş, mezarların ve anıtların başında, "katiller bulunsun" denilmiştir.
Ama zaman içinde ölenler öldükleriyle kalmıştır bu ülkede.
İşte bunun için diyoruz ki:
Çorum'da Çorum halkının kalbine, Sivas'ta Sivas halkının kalbine, Başbağlar'da Başbağlar halkının kalbine saplanan hançer çıkarılmalıdır artık.
Ve de Alevi-Sünni halk, birlikte çıkarmalıdır bu hançeri.
Ve de 24 Temmuz seçimi için yan yana gelen siyasetler birlikte kınamalıdır Çorum katliamını, Sivas katliamını, Başbağlar katliamını.