Trabzon’a ait önemli bir deyimdir.

Gerek atasözleri,

Gerekse deyimler;

Hem söylendikleri zaman ile ilgili,

Hem de yaşadıkları zaman ile ilgili olarak çok şey ifade etmektedirler.

Anlamları güçlendirir,

Fikrin gücünü artırır,

Vurguyu yükseltir,

Sözün anlamına derinlik kazandırır.

Sözler; sadece konuşulurken değil,

Aynı zamanda da örneklemelerde kullanılır.

Böylece de dikkatleri daha fazla çeker,

Yaptırım gücünü artırır.

“Borca batmak”,

Zora girmekle eş değerdir.

Borca batarak,

Olan borcunu ödeyemeyecek duruma gelmektir.

Başka bir ifadeyle;

Gelirinden fazla ödemek zorunda olduğu oranda borçlanmak.

İşte bunda çok dikkat gerek.

Yani ticari ortamda;

“Alacağa güvenerek borç yapılmaz”

O nedenle işiniz doğrudan vatandaşa hitap ediyorsa,

Vatandaşın o malı sizden almak zorunluluğu devam ettiği sürece sorun yok.

Ama tam aksine o malın yerine başka mamul ikame edilmişse,

Ya da başka bir mamulle o ihtiyaç gideriliyorsa,

İşte “Zurnanın zırt dediği yer”e gelinmiş demektir.

Hatta hayatın zorluğu da bundan sonra başlar.

Üzülmeler,

Zora girmeler,

Kaynak bulamamamalar gibi sonuçlar doğurur ki,

İşte o zaman “Borca girilmiş” olur.

Borçtan kurtulunabilir mi?

Elbette kurtulunur.

Nasıl mı?

Örneğin elinizde kalan malı iade ederek,

Verdiğiniz mal satılmadı ise geri alınıp sahibine teslim edilerek,

Başkasının alacağını üstlenerek.

Ama en önemlisi o borcu reddederek.

İşte bu noktada en kolayı yapılır.

Yani tam da bu günkü gibi.

Yani siyaset gibi.

05.05.2022 - Ankara