YARALILARIN SARGI MAHALLERİNE NAKLİ
25 Nisan sabahı başlayan ihraç harekâtını karşılamak için gelen takviye birlikleri zaman kaybetmeksizin ateş hattına sürülmekteydi. Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale çıkarmalarını karşılamak için yapılan şiddetli muharebeler nedeni ile daima yaralı sayısı yüksek olmuştur. Bu nedenle tümenlerin hemen gerisinde yerleştirilen sıhhiye bölüklerine ilk günler ortalama 2.000 yaralı gelmiştir. Hastanelerin yetersizliği ile malzeme ve teknik bazı imkânların olmayışı yaralıların hızlı bir şekilde nakillerini zorunlu kılmıştır. Sıhhiye personeli canla başla çalışarak yeri geldiğinde siperdeki yaralılara zamanında müdahale edebilmek için ateş hattına kadar sokulmaktan çekinmemiştir.
Yaralı ve hastaların siperlerden geriye nakilleri ise ordu sıhhiye bölükleri tarafından yapılmıştır. Sıhhiye bölüklerinin ,“Çanakkale Muharebelerinde Hastaneler”, Çanakkale Araştırmaları , teskerecileri, siperlerin içinde bekleyen yaralı arkadaşlarını sargı yerlerine getirmiştir. Cephede yaralanan bir askerin yarası, çantasının bir köşesinde dikili “harp paketi” kullanılarak sarıldıktan sonra teskereci veya sıhhiye erleri tarafından siperlerin hemen gerisinde tesis edilmiş “yaralı yuvalarına” getirilmekteydi . Buradan sargı yerlerine getirilen yaralılar tabur doktorları tarafından muayene edildikten sonra yarasının durumuna göre sıhhiye onbaşısı nezaretinde, yarası hafif ise hafif yaralı toplanma yerlerine; ağır ise yaralıların naklinde kullanılan sıhhiye arabalarının durak yerlerine , buradan da bu arabalar vasıtasıyla hemen “büyük sargı yerlerine” nakledilmekteydi. Hasta ve yaralı araba kolları, her 20 kilometrede bir kurulan 50’şer yataklı sıhhiye istasyonları arasında çalışmıştır. Bu kollar, taşıdıkları yaralı ve hasta efradını diğer istasyonda bekleyen hasta nakliye kol ve arabalarına teslim etmekteydiler.
Hasta nakil kolları ve diğer vasıtalarla cephe hattındaki büyük “sargı yerlerine” getirilen yaralılar için sağlık hizmetleri ise şu şekilde yürütülmekteydi: Gelen yaralılar, öncelikle kabul çadırına alınarak isimleri deftere yazıldıktan sonra pansuman çadırına gider veya götürülürlerdi. Burada, önceden yapılan sargıları değiştirilir, yaraları ağır olup derhal ameliyat edilmesi gerekenler ameliyat çadırına alınarak, gerekli tedavileri veya ameliyatları yapıldıktan sonra yaya gidebilecekler civar hastanelere gönderilirdi. Yarası ağır olanlar ise yaralı nakil kolları ile ilgili hastanelere nakledilmişlerdir. Yaralılar geri nakledilirken göğsüne yarası, hastalığı ve yapılan tedavinin keyfiyetinin yazıldığı bir künye asılmıştır., Durumu ağır olup da teskereye muhtaç olanlar burada, yaralıları taşıyan arabaları beklerlerdi. Teskereye muhtaç olmayanlar ise cepheye su, yiyecek veya cephane ikmâli yapan diğer arabalar ile gerideki hastanelere sevk olunmuşlardır. Sargı yerinden yaralılar en fazla yirmi dört saat içinde yarasının durumuna göre menzil, harp, ağır veya hafif mecrûhîn “Ordumuzun Teşkilâtı Sıhhiyesi, Çanakkale Mektupları , Yaralı burada yarası muayene edildikten sonra bir iple boynuna bir künye asılırdı. Avuç içi kadar, dikdörtgen şeklindeki bu künyede yaralının ismi ile yarası ve icra edilen tedavileri havi bilgiler vardır. Bu künyenin her iki kenarında kırmızı şeritler bulunurdu. Eğer künyede iki kırmızı kenar varsa hastanın nakil olunamayacağı, tek kırmızı şerit varsa hasta veya yaralı naklolunabileceği, hiçbir şerit yoksa kendi kendine yürüyebilir anlamına gelmektedir. Lokman Erdemir, Çanakkale: Bir Milletin Varoluş Destanı, Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2011, s. 195. Çanakkale Muharebe Meydanlarından İstanbul Hastanelerine: Sağlık Hizmetleri [95] hastanelerine sevk edilmişlerdir. Çoğu zaman gündüz bombardıman tehlikesi nedeniyle yaralıların sevkleri gece yapılmıştır.
Kyn: Lokman Erdemir
(SÜRECEK)