10 Aralık 2016 günü Meclis Başkanlığına, başkanlık sistemiyle ilgili AKP tarafından hazırlanmış 21 maddelik bir anayasa paketi verildi.

Paket anayasa komisyonunda görüşüldü, 18 maddeye indirildi ve meclis genel kuruluna sunuldu. TBMM'de 9 Ocak 2017 Pazartesi günü görüşülmeye başlandı. 10 Ocak'tan itibaren de maddeler üzerinde görüşmeye geçildi. Görüşmeler devam etmekte...

***

Böyle dönemlerde Süleyman Demirel'i anmamak mümkün değildir. Çünkü o, siyasette bir efsane idi. Unutulmayan ünlü sözleri olmuştu.

"Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir" demişti.

"Türkeş Türk çocuğu, Ecevit halk çocuğu, Erbakan Müslüman çocuğu da biz o... çocuğu muyuz?" demişti.

"Bana Türkiye'nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz 'iyidir' derim. İki kelimeyle anlatın derseniz 'iyi değildir' derim" demişti.

Ama her zaman siyasette geçerliliğini koruyan bir sözü de vardır ki, "Dün dündür bugün bugündür" sözü, sanki bugün için söylenmiştir.

Bu nedenle, başkanlık sistemi tartışması gündeme ne zaman girmiştir, bir bakalım dedik.

Ve başkanlık sistemi için kim ne demiştir, bir görelim dedik.

***

Atatürk başkanlık isteklerini reddetmişti.

Cumhuriyet kurulurken bazı gruplar Amerika'yı örnek göstererek başkan olmasını istemişler ve bunu sık sık gündeme getirmişlerdir. Ama Atatürk bundan hoşlanmamıştır.

Ve "Amerika sistemini ülkemizde uygulamayı hiç akla getirmedim. Reis-i Cıımhurlukla Başbakanlığı birleştirmeyi asla düşünmedim" demiştir.

Ve Bülent Ecevit:

ABD'yi örnek göstererek, "Orada başkanlar her istediklerini yapabiliyorlar. Allah, Türkiye'yi benzer bir yönetim sisteminden korusun" demişti.

Ve "Demokratik ve parlamenter sistem, Türkiye için idealdir. Başkanlık sistemi, Türkiye için çok tehlikeli olur" demişti.

Necmettin Erbakan özellikle partisinin programına koymuştu.

Milli Nizam Partisi'nin (MSP) 1969 programında, Milli Selamet Partisi'nin (MSP) 1973 programında ve 1973 seçim beyannamesinde başkanlık sistemine geçileceği vurgulanmıştı.

Ve de Milli Selamet Partisi'nin (MSP) 5 Haziran 1977 seçim beyannamesinde "Başkanlık sistemine geçilmesi, başkanın doğrudan doğruya millet tarafından seçilmesi" yer almıştı.

***

Ne demişti Alpaslan Türkeş?

"Temel Görüşler" kitabında, "Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk Milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirde bunu uyguladı. Bu, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkün..." demişti.

"Tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz" demişti.

***

Ve Turgut Özal:

Başkanlık tartışılmasının önü Turgut Özal'la daha da açılmıştı. 1987'den itibaren daha yüksek sesle ifade edilir olmuştu.

23 Nisan 1987'de Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, "Ben, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini daha demokratik buluyorum" demişti.

Ve TÜSİAD'ın "Görüş" adlı dergisinde, "İlk 10-15 ülke arasına girmek istiyorsak, başkanlık sistemi şart" demişti.

***

Ve de Süleyman Demirel:

50 yıla yakın bir süre ülke siyasetinin kaderine hükmetmiş bir kişilik...

Başkanlık sistemini, Eylül 1997'de Mısır'a giderken uçakta dile getirmişti.

Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini ifade ederek, "Ben geçen dört yıl üç ayda altı hükümet onaylamışım. Bu kadar değişiklik fazla... Türkiye başkanlıktan kaçamaz" demişti.

Üstelik Demirel 2005 yılında Akşam gazetesine verdiği bir röportajda, "Elbette

Türkiye başkanlık sistemine geçecektir" demişti.

***

Yani Atatürk'ün sıcak bakmadığı, Ecevit'in "çok tehlikeli olur" dediği başkanlık konusu 60'lı yıllarda Türkeş, 70'li yıllarda Erbakan, 80'li yıllarda Özal, 90'lı yıllarda Demirel tarafından dillendirilmiş, siyasetin gündemine sokulur olmuştu.

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi, Devlet Bahçeli ne dedi? Yarın da bu denilenlere bir bakalım.