Temmuz ve Ağustos aylarında iki haber beni kahreder. Birincisi orman yangınları, ikincisi ise anız yangınları. Orman yangınlarını da, anız yangınlarını da asla izlemek ve duymak istemem. Boğazıma öfke ve çaresizliğin tortuları düğümlenir. Olayı düşünmek bir acı, düşünmemek başka acı.

Orman yangınlarını başka bir konuda işleyeceğiz, bugün anız yangınlarını anlatmak istiyorum. Orman yangınlarının çoğunluğunun kaza olduğunu ve istenmeyen nedenler olduğunu düşünüyorum. Fakat anız yangınları bilinçli ve genellikle de anız sahibi tarafından yakılmaktadır. Yanlış bir bilgi ve anlayış anız yangınlarının önüne geçemiyor.

Çiftçi neden anızını yakar;  Doğru bildiği yanlış yüzünden. Güya anız yanarsa yanan maddeler gübre oluşturuyor. Bazı hastalıkların ve zararlıların yok olacağı inancı. Oysa uzmanlar “Bunun kökten bir yanlış anlayış olduğunu, aksine hiçbir getirisi yokken kat kat olumsuz götürüleri olduğunu belirtiyorlar.”

·       Anız yakmak aslında bir ulusal sorundur. Toprak verimsizleşiyor, erozyon artıyor.

·       Topraktaki organik madde,  yüzeye yakın kısımda bulunan yararlı mikroorganizmalar yok oluyor.

·       Toprak, su ve rüzgâr erozyonu yönünden hassas hale geliyor.

·       Yangınla birlikte çevredeki orman, meyve ağaçları zarar görmekte.

·       Telefon ve elektrik hatları, yerleşim yerleri yanıp zarar görebilmekte.

·       Toprak üstü canlıları zarar görmekte, yanıp kül olmakta. Yangınla birlikte toprak yüzeyi sertleşerek, bozulmalara neden olmakta.

·       Yangın nedeniyle demir ve kara yolu ulaşımının tehlikeye düşme riski var.

·       Çevre ve hava kirliliği oluşmakta.

·       Yanan anız, toprak üstü canlılara ve anız artıkları ile beslenen yaban hayvanlarına zarar vermekte. Doğal denge bozulmakta, toprak yüzeyinde belli bir derinlikteki verimli katmanın kaybedilmesine neden olmaktadır.

·       Toprak yüzeyindeki verimli tabakanın oluşması binlerce yıl almakta. Fakat erozyon sonucu yok olması birkaç yılda bitmektedir.

Anız yangını ile doğal denge bozulmakta, anızda bulunan börtü böcek her türlü denge oluşturan canlı yok olmakta. Aslında anız yakmak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 31 Aralık 2019 tarih ve 30995 sayılı resmi gazetedeki yayınına göre suçtur. Bu konuda cezalar artırılmalı. Anız yakan çiftçinin tarımsal destekleme ödentileri kesilerek caydırıcı nitelik kazandırılmalı.

Toprağı, suyu ve havayı koruyamazsak, temiz tutamazsak geleceğimizi kendi ellerimizle yok ederiz. Üçünün de üzerine titremek bir ulusal sorundur. Anız yangınları bunlardan biridir. Anız yakmanın insani, vicdani, bilimsel hiçbir yanı yoktur. İlkelliktir, yarınları kurtarmak için anız yangınlarını durdurmak gerekir.