Günümüzde siyaset dışı bir şeyler söylemek o kadar zor ki! Her şey girift girift birbiriyle ilintili halde. Ne kadar dikkat ederseniz edin, söyledikleriniz ya doğrudan ya da dolaylı olarak siyasete kayıyor ve mutlaka birilerinin zülfü yârine dokunuyor. Siz onu kastetmeseniz, hatta tamamen bambaşka şeyler söylemeye çalışıyor olsanız bile birilerini inandırmanız pek mümkün olmuyor. Tabii ki hemen yaylım ateşine tutuluyor ve açık ya da gizli tepkiler hatta tehditler almaya başlıyorsunuz.
Örnek mi istersiniz, alın size birkaç tane:
CÜMLE: Memleketin halinin hiç de iyiye gitmediğini düşünüyorum.
YORUM: Tabii ki öyle dersin. Sen zaten hep muhalif oldun. Yapılan yolları da mı görmüyorsun, gözün kör mü?
CÜMLE: Ülkemizin eğitim durumu 20 yıl öncesine göre çok daha kötü.
YORUM: Gözüne dizine dursun; o kadar İmam-Hatip okulu açıldı, hiç birisini görmüyor musun?
CÜMLE: İmam Hatip Ortaokullarında sınıflarda 14-15, diğer devlet ortaokullarında ise 35-40 öğrenci ortalaması varsa, İmam-Hatip yerine ortaokul sayısını artırmamız gerekmez mi?
YORUM: Gençlerimizin ve çocuklarımızın dinlerini öğrenmelerinden rahatsız mı oluyorsun? Sen çocuğunu gâvur yetiştirmek istiyorsan göndermezsin olur biter.
CÜMLE: 15 Temmuz’dan sonra içeri tıkılanlardan en az yarısının hiçbir şeyden haberi olmayan garibanlar olduğunu düşünüyorum.
YORUM: Zaten epeydir senin Fetocu olduğundan şüpheleniyordum. En sonunda kendi kendine itiraf ettin işte.
CÜMLE: Yönümüzü batı yerine Araplara çevirmek, bizi şu anda bulunduğumuz yerden daha da geriye götürür.
YORUM: Sen zaten Müslümanlığa karşısın da lâfı ağzında geveleyip duruyorsun.
CÜMLE: Hukuk sistemimizi yeniden düzenleyip yargı bağımsızlığını sağlamak zorundayız.
YORUM: Beğenmediğini açıkça yazabiliyorsan bundan daha bağımsız hukuk sistemini nerde bulacaksın?
CÜMLE: Bu Suriyeliler ilerde bizim başımıza belâ olacaklar. Sahi bunların kadın, yaşlı ve çocukları savaştan kaçıp geldi de kazık kadar erkeklerin burada ne işi var; gidip vatanlarını savunsalar ya!
YORUM: Sen ne biçim Müslümansın? Allah, zorda kalanlara yardımı emretmiyor mu?
CÜMLE: Dilimizi yabancı sözcüklerden arındırıp bunların yerine Türkçelerini türeterek kültür emperyalizminin önüne geçmemiz gerekir.
YORUM: Senin türetme dediğin uydurukça kelimeler, dilimizi yabancılarınkinden daha beter bozar.
CÜMLE: İslamiyet’i, kişisel ibadet ve Allah’a karşı görev niteliğinde olan 5 şartın içine sıkıştırıp, toplumsal yönünü ikinci plâna iterek önemsizleştirmenin İslâmiyet adına yapılan en büyük yanlışlardan birisi olduğunu düşünüyorum.
YORUM: Sana şikâyet eden mi var? Başka konu kalmadı da milletin namazıyla, niyazıyla mı uğraşıyorsun?
Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Sözlerimi bir arkadaşımın söylediği, benim de çok beğendiğim bir özlü sözle bitireyim: SİYASET, BAZILARININ ÜZERİNDE ELBİSE, BAZILARINDA İSE VÜCUDUNU SARAN DERİDİR. GEREKTİĞİNDE ELBİSENİ DEĞİŞTİREBİLİRSİN AMA DERİNİ ASLA DEĞİŞTİREMEZSİN.
Gerçi şimdi onun da çaresi bulundu. Derisini değiştiremeyenler, bu kez rengini değiştiriyorlar; iş bitiyor.
Tıpkı bukalemunlar gibi…
DÜŞÜNEN SÖZLER:
·Anlamak, masraflı iştir. Emek ister; gayret, samimiyet ister. Oysa yanlış anlamak kolaydır; biraz kötü niyet, biraz da cehalet kâfidir. Sezai KARAKOÇ
·Düşündüğümüz, söylemek istediğimiz, söylediğimizi sandığımız, söylediğimiz, karşıdakinin duymak istediği, duyduğu, anlamak istediği, anladığı şeyler arasında farklar vardır. Yani, insanların birbirini yanlış anlaması için en az dokuz ayrı ihtimal vardır. SYLVİANE HERPİN
·Bir güzel söz söyleme sanatı varsa bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. Epıktetos
·Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır. MEVLANA
·En tehlikeli insan tipi, az anlayıp çok inanandır. ANTONY ÇEHOV
·Açıklamalarla vaktini harcama; insanlar sadece duymak istediklerini duyar. P. COELHO